Çanakkale Ayvacık ilçesi Çamkalabak köyündeki 83 hektar ormanlık alana çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir kararı ile D.S. adına maden işletme ruhsatı verildi. 

Ruhsatın ardından bölgedeki ağaçların kesimine başlandı. Çamkalabak Köyü Ormanı’nı ve bölgedeki Tuzla Çayı’nı tehdit eden taş ocağına karşı tepkiler sürüyor. Assos Çamkalabak Köyü Ormanı’nı ve Tuzla Çayı’nı Koruma Platformu, Çamiçi köyünde bir araya gelerek bir basın açıklaması düzenledi. BirGün’de yer alan habere göre açıklamayı Mustafa Kemal Aktaşoğlu, şunları ifade etti:

“ÇED gerekli değildir belgesi verilen bölge de ormanlıktır. Taş ocağı işletmesi proje alanı içinde, bölgede nadir olan bakir çam ormanı bulunmaktadır. Ayrıca taş ocağı planı içinde kalan bölge eğimli bir arazi, bir vadidir. Taş ocağı, vadi tabanından yaz-kış akan Tuzla Çayı kenarına çok yaklaşmaktadır.  Tuzla Çayı pek çok açıdan Kuzey Ege için çok önemli bir akarsudur. Taş ocağı proje alanı, Çamkalabak Köyü'nün kültürel miras olarak korunması gereken otantik mahallesi Çamiçi'nin yanı başındadır.”

Taş ocağı durdurulmazsa Assos bölgesinin nadide bakir ormanının yok olacağını belirten Aktaşoğlu şöyle devam etti:

“Ormanın içinden geçip Tuzla Çayı'na dökülen çok sayıda dere yok olur. Bölgede ormana bağlı yapılan küçük baş hayvancılık ve arıcılık biter. Tuzla Çayı kirlenir, akarsu yatağı bozulur, biyoçeşitlilik azalır. Tuzla Çayı'na bağlı Tuzla Ovası'ndaki tarımın verimi önemli ölçüde düşer ve bu bölgedeki köylerde yaşayan insanların sağlıkları bozulur.”

Ayrıca taş ocağıyla birlikte Çamiçi Mahallesi’nin yaşanmaz hale gelerek terkedileceğini vurgulayan Aktaşoğlu, şunları aktardı:

“Bölgedeki her tür turizm faaliyeti son bulur. Bölgedeki zeytinliklerde verim düşer. Bölgenin doğal ve arkeolojik sit alanı potansiyeli yok olur. Büyük bir özenle korunması gereken bu bakir orman ve Tuzla Çayı bir taş ocağı madenine kurban edilemez. Gelin hep birlikte Assos’un saklı cennetinde yapılması planlanan bu talana karşı çıkalım. Ormanımıza, akarsuyumuza, köylerimize sahip çıkalım.”