Efrîn’e yönelik işgal girişimine karşı çıkanlara, savaş karşıtı tutum alıp basın yahut sosyal medya yoluyla görüş beyan edenlere karşı gözaltı, tutuklama saldırısı devreye sokuldu. OHAL uygulamaları sayesinde zaten iyice arttırılmış olan baskı ve devlet terörü, şimdi yeni bir evreye girmiş bulunuyor.
TTB tarafından yapılan ve hekimlik değerleri üzerinden bir savaş karşısında yapılabilecek en hümanist açıklamanın karşısında yaşadıkları saldırı, durumu gayet iyi özetlemektedir. Diğer taraftan, TTB’nin yanı sıra, TBB ve TMMOB’un da hedef alınmış olması başka bir hesaplaşmanın devamı niteliğindedir.
Erdoğan AKP’sinin hedefinde olan bu meslek grupları, başından beri AKP’ye yönelik muhalefet odakları olarak öne çıkmaktadır. Türkiye’nin toplumsal yaşamındaki konumları, tarihi geçmişleri de önemli olmakla birlikte, örneğin TTB’li hekimlerin Haziran Direnişi esnasındaki örnek tutumları, TMMOB’un bu süreçte de öne çıkmış olması, TBB’nin ise kendi başına belli bir muhalefet odağı olması AKP için oldukça rahatsız edici örneklerden bazılarıdır. Keza İstanbul Barosu il bazında dünyanın en büyük hukukçular örgütüdür. Diğer taraftan böylesine muhalif duruşları olan bu meslek kuruluşlarının sistem içindeki konumları da onlara bir ayrıcalık sağlamaktadır. Bu konumları itibariyle bir resmiyetleri vardır. Bu alanlarda görev yapan herkes bu meslek kuruluşlarına üye olmak zorundadır.
AKP başından beri bu kurumları ele geçirmek istemiş, ancak bunda başarılı olamamıştır. Gelinen yerde bu girişmleri tamama erdirmek istemektedirler. AKP-MHP koalisyonu için TTB’nin Efrîn işgali karşısında aldığı tutum, söz konusu meslek odalarına yönelik saldırıların yeniden gündeme gelmesine vesile olmuştur. Yaratılan şovenizmin rüzgârı ile bu meslek kuruluşlarının itibarını sıfırlamak, etkisizleştirmek, ayrıcalıklı konumlarına ve sistem içindeki ağırlıklarına son vermek istemektedirler. AKP, farklı adlarla yeni yandaş meslek kuruluşları hayata geçirme niyetinde olduğunu da bu vesileyle beyan etmiş bulunmaktadır. Bunu yapamasalar dahi kendi yandaşlarının bu meslek kuruluşlarında yönetime gelmeleri için uygun ortam yaratmaya çalışmaktadırlar.
Sonuç olarak, sağlık alanından çevre duyarlılığına kadar muhalif duruşları ile Erdoğan AKP’si için bertaraf edilmesi gereken birer odak olan bu meslek kuruluşlarına yönelik saldırıların püskürtülmesi, temel hak ve özgürlükler için verilen mücadelenin bir parçası olarak ele alınmalıdır.