Sermaye hükümetinin çizdiği pembe tabloların aksine, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından sermaye piyasalarında ciddi çalkantılar yaşandı. “Dünyanın en büyük 18. ekonomisi” olmakla övünülen, ithalata bağımlı, borsası “sıcak para” girişine bağımlı Türkiye ekonomisinde işler iyi gitmiyor.
Darbe girişimini izleyen bir hafta içinde borsada işlem gören şirketlerin piyasa değeri 78 milyar lira erirken, en büyük 20 şirketteki düşüş yaklaşık 50 milyar lira oldu. Bunun yanında, uluslararası derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin kredi notunu düşürdü. Döviz tarihin en yüksek zirvesini yaptı vb…
Sermaye uluslararası alanda sıkıştı
Darbe girişiminin ardından özellikle yabancı sermayenin Türkiye ekonomisine ilişkin “tedirginliği” arttı. Buna bağlı olarak da Türkiye’ye yatırımları durdu ya da doğrudan iptal edildi.
Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Alper Kanca’nın basına verdiği bilgilere göre, alanda şimdiye dek 150 milyon dolarlık yatırım durdu. Yabancı şirketler, Türkiye’deki şirketlerle yaptıkları anlaşmaları durdurdu ve beklemeye aldı. Ortaya çıkan bu tutumun ihracatta büyük etkiler ve riskler yarattığı belirtildi. Zira siparişlerin kayması, yerli sermayenin büyük bir açmazla karşı karşıya kalması söz konusu.
Yerli baronlar kolları sıvadı
Ekonomi alanında yaşanan sorunları “aşmak” için yerli sermayenin baronları kolları sıvadı. Özellikle uluslararası piyasada imaj tazelemeye çalışan Türkiye burjuvazisi, çeşitli kollardan hamlelerine başladı.
Darbe girişiminin ardından yabancı sermayeyi “rahatlatmak” için TAYSAD üyesi patronların yurtdışındaki müşterileriyle bizzat iletişime geçtiği, “tedirginliği” ortadan kaldırmak için müşteri ziyaretlerine başladığı öğrenildi.
Türkiye burjuvazisinin koçbaşı TÜSİAD ise yabancı basına verdiği ilanlarla “Türkiye’nin demokrasiye bağlılığını ve ekonomisinin güçlülüğünü” anlatmaya başladı. Bir algı operasyonunun parçası olarak verilen ilanlar dün Fransız Le Monde ve İngiliz Financial Times’ta yayınlanırken, bugün Amerikan Washington Post ve Alman The Frankfurter Allgemeine Zeitung sayfalarında yer aldı.
Fırsata çevirmeye çalışıyorlar
Öte yandan, yerli sermaye ekonomideki bu kötü gidişatı fırsata çevirmenin yollarını arıyor. Hükümetin gündeminde olan sosyal yıkım saldırılarının OHAL ile bir an önce uygulamaya geçirilmesi isteğinin yanı sıra, “20 yaşını doldurmuş araçların trafikten men edilmesi ve pazara sürülen yeni araçların satışının teşvik edilmesi” gibi “önlemlerle” de kendilerine çıkacak faturayı emekçilere mal etmeye çalışıyorlar.