ODTÜ birincisi Ali Yıldız: “Okul birincisi olarak benim de böyle düşündüğümü göstermek istedim”

Orta Doğu Teknik Üniversitesi birincisi Ali Yıldız "Rektörlük öğrenci olmadığımızı iddia ediyordu, okul birincisi olarak düşüncelerimi söyledim" dedi.

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 06 Eylül 2024
  • 16:30

ODTÜ’de mezuniyet töreninde okul birincisi olan Ali Yıldız konuşmasıyla ODTÜ'de yaşanan hak gasplarını eleştirmişti. İngilizce Öğretmenliği bölümünü birinci olarak bitiren ve okul birincisi olan Yıldız konuşmasında şunları demişti:

"Bilim, Kavaklık'ta yüzlerce ağacı alelacele kesmek değildir. Bilim, fikrinin uyuşmadığı öğretim görevlilerini görevlerinden etmek değildir. Bilim, ODTÜ Onur Yürüyüşü’nde anayasamızın bize verdiği barışçıl gösteri yürüyüş haklarını kullanan öğrencilerin üzerine polis göndermek değildir. Bilim, öğrencilerin derslerden nefes almaya fırsat bulduğu tek etkinlik olan bahar şenliklerini, sorunları çözmek yerine sorunları bahane ederek iptal etmek değildir. Bilim karşılaştığı ilk kriz anında öğrencilerle olan bütün diyalogu bitirmek, sonra da hakkını arayan öğrencileri soruşturmalarla korkutmaya çalışmak değildir." 

bianet’te Tuğçe Yılmaz’ın haberine göre  Yıldız, okulda hak gasplarına maruz kalan arkadaşlarıyla aynı görüşleri paylaştığını duyurdu. Ali Yıldız, hem mezuniyet törenindeki konuşmasını hem de açtıkları Kürtçe pankarta dair şunları dedi:

“Rektörlük yıllardır öğrencilerin taleplerini duymamazlıktan gelmek için elinden geleni yapıyordu. Yeni rektörlüğün tutumu nasıl olur bilmem; ama böyle bir fırsatım varken bu talepleri birebir söylemek istedim.

…Güzel tepkiler beni çok mutlu ediyor. Rektörlük bu talepleri dile getiren insanları radikalize etmek için elinden geleni yapıyordu. Örneğin Kavaklık’ta ağaçlar kesilmesin diyen öğrencilere veya Onur Yürüyüşü insan hakkıdır diyen öğrencilere ‘Bunlar zaten öğrenci bile değil, okulla alakası yok’ gibi sözler ediyorlardı. Bunun böyle olmadığını, okul birincisi olarak benim de böyle düşündüğümü göstermek istedim.

Konuşmam esnasında veya sonrasında bir olumsuzlukla karşılaşmadım.

Pankartla ilgili olarak, bir Zaza ve bir dilbilimci olarak benim öncelikli kaygım Türkiye’deki dillere sahip çıkılması. Dillerimiz bu coğrafyanın en önemli kültürel miraslarından ve eğer bir koruma programına dahil edilmezse ölüyorlar. Türkiye’de üç dil maalesef çoktan ölmüş durumda.

Anadilim olan Zazaca da tehlike altındaki diller arasında. İşleyen bir dil koruma programımız olmazsa yavaş yavaş anadilim dahil diğer diller de ölmeye başlayacak. Pankart da aslında bu duruma mizahi olarak dikkat çeken bir X kullanıcısının tweet’inden geliyor. Bir haber kanalı Kürtçeyi kastederek ‘bilinmeyen bir dil’ yazmıştı, ona ithafen yazılmış. Biz de bu tweet’i dil problemlerine mizahi bir şekilde dikkat çekmesi açısından yaratıcı bulduk.”