Kapitalist sistemde bir avuç zenginin haramiliğini yapanlar harami düzeni devam etsin diye mücadele tarihimiz boyunca sayısız katliama imza attı. Yaşadığımız coğrafyada ilericiler, devrimciler, Aleviler, Kürtler ve milyonlarca işçi-emekçi harami düzeni tarafından katledildi. Maraş merkezli yaşanan ve 11 farklı kente yayılan depremde ise on binlerce insan kapitalist sistemin insanlık dışı koşulları ve bu düzenin temsilcileri tarafından katledildi. Tarihi kanlı katliamlar dolu coğrafyamızda 16 Mart 1978 Beyazıt ve 16 Mart 1988 Halepçe katliamları unutmadığımız ve hesap soracağımız katliamlardan ikisidir.
Beyazıt faşizme mezar olacak!
Devletin palazlandırdığı faşist çeteler üniversitede mücadele veren devrimci gençliğe yönelik saldırılarına 1977 yılların sonlarıyla birlikte hız verdi. 16 Mart 1978 yılında, İstanbul Üniversitesi merkez kapısından toplu çıkış yapan devrimci öğrencilere karşı planlanan faşist saldırı hayata geçirildi. Eczacılık Fakültesi'ne doğru yürüyen devrimci öğrencilerin üzerine bomba atılması sonucu 7 devrimci öğrenci katledildi, 60'a yakın öğrenci ise yaralandı. Faşist saldırıyı gerçekleştiren Zülküf İsot ve saldırıyı planlayan faşist çetenin başkanlarından Abdullah Çatlı ise cezasız bırakılarak devlet tarafından senelerce korundu.
Faşist çeteleri palazlandıran harami düzeni toplumsal muhalefeti engellemek adına bugün üniversitelerde ilericileri, devrimcileri ve yurtseverleri hedef tahtasına çakarak yeni saldırıları hayata geçirmeyi planlıyor. Geçtiğimiz yıl İstanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi'nde faşistler üniversite yönetimleri ile birlikte ilerici, devrimci öğrencilerin karşısına çıkarıldı. Bunun yanı sıra faşist genelgeler, yurtlarda ve üniversitelerde ilerici öğrenciler üzerindeki baskılar, topluluk yasakları sistematik olarak uygulanan baskı politikalarının parçasıdır. Deprem sonrasında ilk iş olarak üniversitelerin kapatılması üniversitelerde gelişebilecek bir hareketliliğin korkusunun ne boyutta olduğunu göstermektedir.
Kürt halkına yönelik imha, inkar ve asimilasyon saldırılarına geçit yok!
Beyazıt Katliamı’nın üzerinden on yıl sonra ise yine bir 16 Mart günü Halepçe’de elma kokusuyla gelen kanlı bir katliam gerçekleştirildi. ABD emperyalizminin güdümündeki Irak yönetimi, Güney Kürdistan’ın Halepçe kentinde Kürt halkına kimyasal silahlar ve bombalar ile saldırı gerçekleştirdi. Katliamda 12 bin kişi yaşamını yitirdi. Halepçe katliamı, Kürt halkına karşı hayata geçirilen imha, inkar ve asimilasyon politikalarının en vahşice gerçekleştirilen haliydi.
Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmek isteyen ve yayılmacı bir politika izleyen emperyalistler ile aynı histeriyi güden Türk sermaye devleti ise içeride ve dışarıda senelerdir Kürt halkına ve kazanımlarına yönelik saldırıları hayata geçirmektedir. Amed’de, Suruç’ta, Afrin’de ve Rojava’da hayata geçirdiği imha ve işgal saldırılarıyla Kürt halkına saldırganlığına devam etmektedir…
***
Beyazıt ve Halepçe katliamını bu sene on binlerce insanın yaşamını yitirdiği, milyonlarca insanın etkilendiği deprem yıkımıyla karşıladık. Haramilerin düzeni kapitalist sistemin insanlığa yaşam hakkı tanımadığını yaşanan depremle bir kez daha açığa çıktı. Yıllar önce devrimci mücadeleyi engellemek adına Beyazıt'ta yedi devrimci öğrenciyi katledenler, almadıkları önlemlerle, hayata geçirdikleri rant-talan politikalarıyla ve on binlerce insanı en kaz altında bırakarak katletmiştir.
Harami düzeni devam etsin diye hayata geçirilen hiçbir katliamı unutmayacağız. Beyazıt Katliamı'nın 45. yılında, Halepçe Katliamı'nın 35. yılında yaşanan katliamları unutmadık, unutturmayacağız. Harami düzeninden hesap soracağız.
On binlerce insanı enkaz altında, devrimcileri sokak ortasında, işkencede, hapishanede katleden, milyonların haklarını, özgürlüğünü ve geleceğini gasp eden, milyonları ölüme ve sömürüye mahkum eden harami düzeninden hesap sormak için örgütlü mücadeleyi yükseltelim!
Devrimci Gençlik Birliği
16 Mart 2023