Üniversiteleri zapturapt altına almak AKP iktidarının temel hedeflerinden biridir. Türkiye’nin ilerici birikimine göz diken iktidar, üniversitelere yönelik sistematik bir saldırı süreci işletiyor. Hem tarihsel miraslarıyla hem de potansiyel olarak gençlik hareketinin dinamik merkezleri olan belli başlı üniversiteler ise bu saldırıdan payına düşeni fazlası ile alıyorlar.
Akademisyenlerin akademiden ihraç edilmesi, saldırıların OHAL sonrası dönemine tekabül etmektedir. Ancak öğrencilere yönelik saldırı süreci OHAL’in çok öncesine dayanmaktadır. Öyle ki 2008-2012 yılı arasında 23 bin 236 öğrenciye soruşturma açılmış, ceza verilmiştir. Birçok üniversitede ilerici devrimci öğrenciler tutuklanmıştır. ODTÜ, İÜ gibi gençlik mücadelesinin her dönem potansiyelini taşıyan üniversiteler akademik kadrosundan rektörlerine, öğrencisinden çalışanına kadar yenilenmiştir(!) ODTÜ bu sürece hala direnen tek üniversitedir diyebiliriz. Verşan Kök’ün rektör olmasından etkinlik yasaklarına kadar birçok saldırıya direnmektedir. Bu direnişi uzun soluklu kılacak, saldırılara karşı koruyacak süreç, ancak ODTÜ özelinde de olsa gençliğin birleşik, kitlesel, militan, örgütlü mücadelesi ile mümkündür.
ODTÜ, devrimci geleneğin temsilcisidir. Amerikan’ın ön ayak olması ile kurulan ve emperyalizme karşı mücadele eden bir üniversitedir. Commer’in arabasını yakan, Denizlere ev sahipliği yapan, öğrencilerin söz, yetki, karar hakkını savunan bir gelenekten gelir.
“Hasan Tan ODTÜ’ye rektör olamaz!”
2 Aralık 1977 bu geleneğin önemli eşiklerinden biridir. 1977 yılında Milliyetçi Cephe Hükümeti ODTÜ’yü hizaya getirmek için rektörlüğe Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu Üyesi, MHP’li Hasan Tan’ı atamıştı. Hasan Tan da Erdoğan’ın cümlesini kurmuştu bir zamanlar: “Öğrencileri öğretim üyeleri kışkırtıyor” demişti. Buna karşılık öğrenciler boykot yaptı, dekanlar ve bölüm başkanları istifa ettiler. Hasan Tan ise okulu kapattı. ODTÜ’yü jandarmalar kuşattı, öğrenciler yurtlardan çıkarıldı, arandılar.
Bununla da bitmedi. Hasan Tan okuldaki sendikalı işçileri işten çıkarıp, ülkücü çeteleri okula işçi diyerek aldı. Devrimci öğrencilerden biri, ÖTK sözcüsü olan Ertuğrul Karakaya Haziran 1977’de okul girişinde vurularak öldürüldü. Hasan Tan istifa etmek zorunda kaldı. “A1 Kapısı” “Karakaya” kapısı olarak anılır oldu, bu olayın ardından.
Hasan Tan istifa etti ancak işe aldığı faşistlerin işlerine dokunulmadı. Faşistler ODTÜ’lü akademisyenlerin evlerine bombalı saldırılar düzenliyor ve baskı kurmaya çalışıyorlardı. 2 Aralık günü Rektörlük binası önünde patlama sesleri geldi. Rektörlüğün 5. katından öğrencilerin üzerine ateş açıldı, 52 öğrenci yaralandı. Yaralanan İbrahim Baloğlu, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
ODTÜ’nün faşist çetelere karşı yaptığı boykota atfen 9 direkten oluşan bir anıt dikildi. Öğrencilerin saldırıya uğradıkları yerde, her yıl ODTÜ Mezunlar Derneği’nin öncülüğünde üniversitenin tüm bileşenleriyle devrimciler anılmaktadır.
G. Umut