Devrimci Gençlik Birliği, 12 Eylül’de Çorlu’da yaşanan gözaltına ve ajanlaştırma saldırısına dair Taksim İHD’de basın toplantısı gerçekleştirdi.
Basın toplantısında DGB temsilcisi ilk olarak geçtiğimiz hafta 12 Eylül’de Çorlu’da gözaltına alınan DGB’li Ayşe Semiz’in gözaltı sürecine dair basın toplantısı düzenlediklerini ifade ederek konuşmasına başladı. DGB temsilcisi konuşmasında ekonomik, sosyal ve siyasal krizler içerisinde debelenen sermaye devletinin ilerici-devrimcilere yönelik arttığı saldırılara değindi. Sermaye iktidarı krizler içerisinde debelenirken arttırdığı gözaltılar, tutuklamalar ve ajanlaştırma girişimi ile mücadelenin önüne geçilmek istendiğine dair vurgu yaptı. Son dönemde SGDF’ye, birçok gençlik örgütüne ve muhalif kesime karşı hayata geçirildiğini ifade etti. Basın metninde şunlar ifade edildi:
“12 Eylül sabahı Yoldaşımız Ayşe Semiz Çorlu’da ev baskını ile gözaltına alındı. İki gün boyunca gözaltında tutulan yoldaşımızın dosyasına gizlilik kararı verildi. Ardından tutuklama talebi ile çıktığı mahkemede ise hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve iki gün adli kontrol şartı getirildi. Bu baskı, yasak ve zorbalıklar biz devrimci gençliğe uzak ve yabancı şeyler değildir. Sermaye devletinin bu saldırılarını ve neyi amaçladıklarını biliyoruz. Yoldaşımıza gözaltı sürecinde ajanlaştırma girişiminde bulunulmuştur. Bizler bu saldırılara hiçbir zaman geçit vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz.”
Basın açıklamasının okunmasının ardından söz 12 Eylül’de Çorlu’da ev baskınıyla gözaltına alınan DGB’li Ayşe Semiz’e bırakıldı. Çorlu’da gözaltına alınan DGB’li basın toplantısında şunları ifade etti:
"12 Eylül’de ev baskınıyla gözaltına alındım. Gözaltı boyunca polisler benimle konuşmaya çalıştılar: ‘Örgüt üyeliğinin kaç yıl olduğunu biliyor musun? 6-6.5 yıl yatarsın, bize ne biliyorsan anlat. Etkin pişmanlık yasalarından faydalanırsın, daha az yatarsın.’ Şeklinde söylemlerle beni korkutmaya ve sindirmeye çalıştılar. Bu saldırılara ilk maruz kalan kişi değilim. Daha önce de onlarca, yüzlerce arkadaşımız bu saldırıya maruz kaldı. Bizler ilerici-devrimci öğrenciler olarak bu saldırılara boyun eğmeyeceğiz, devrim ve sosyalizm mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz.
Ben bugün Enes Kara gibi intihara sürüklenen öğrencilerin yaşam hakkını savunduğum, kadın cinayetlerine karşı sessiz kalmadığım, çocuklar istismar edilmesin diye sokaklara, meydanlara çıktığım, Bartın maden katliamında yaşamını yitiren 43 madenci sokaklarda mücadele ettiğim için bu saldırılara maruz kalıyorum. Ne kadar uğraşırlar uğraşsınlar mücadele etmekten, devrim ve sosyalizm mücadelesinden vazgeçmeyeceğim. Bundan sonra başıma gelecek herhangi bir şeyden Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü sorumludur. Bu da böyle bilinsin.”
Ardından söz alan İHD temsilcisi konuşmasında devletin gözaltı ve ajanlaştırma saldırısıyla haklara, ilericilere ve devrimcilere yönelik yaptığı saldırganlığı ifade etti. İHD temsilcisi İHD olarak hak gaspına uğrayanlarla dayanışma içerisinde olacaklarını ifade etti.
İHD temsilcisinin ardından konuşan DGB temsilcisi bir kez daha söz alarak “Boyun eğmeyeceğiz. Gözaltı, tutuklama ve ajanlaştırma saldırısına karşı devrim ve sosyalizm mücadelesini yükselteceğiz” dedi. Basın toplantısı konuşmaların ardından bitirildi.
Kızıl Bayrak / İstanbul