Bundan 11 sene önce Haziran Direnişi ile birlikte milyonlarca işçi, emekçi, genç ve kadın Türkiye’nin dört bir yanında sokaklara dökülmüş; yaşam hakları, özgürlüğü ve geleceği için mücadele bayrağını yükseltmişti. İşte o günlerin hemen ardından, gençliğin devrimci dinamizmini kucaklamak adına Devrimci Gençlik Birliği kuruldu. Fırtınalı dönemlerin ön günlerinde DGB, yarınlara ve devrime hazırlanmanın bir aracı oldu. İlkelerimiz ve işleyişimiz ile mücadele sahnesine adımımızı attık. 10 senedir ilkelerimiz çerçevesinde devrimci bir eksen oluşturuyor, devrim mücadelesini bulunduğumuz her alanda sürdürüyoruz.
Bu düzen çürümüştür ve yıkılmayı beklemektedir!
Doğası gereği kapitalist sistem yalnızca bir avuç asalak sermaye sınıfının çıkar ve kârlarını gözetiyor. Toplumun geri kalanına ise yarattığı sosyal, siyasal ve ekonomik krizlerin faturasını ödetmeye çalışıyor. Bu sefil düzen yalnızca Türkiye’de değil tüm dünyada insanlığa açlık, yoksulluk, sefalet koşulları, toplumsal çürüme ve büyük yıkımlardan başka bir şey sunmuyor, sunamıyor. Daha fazla nüfuz ve pazar alanları arayışına giren emperyalistler kirli savaşlar yaratarak halklara türlü zulümleri reva görüyor. Ukrayna’da, Suriye’de, Rojava’da ve Filistin’de bugün süren savaşlar emekçilerin, gençlerin, kadınların ve çocukların yaşamlarının bu çürümüş düzende hiçbir değere ve geleceğe sahip olmadığını en çarpıcı şekilde görmemizi sağlıyor.
Türkiye de tüm bu tablodan bağımsız bir yerde durmuyor. Bu topraklarda da tıpkı emekçiler ve kadınlar gibi gençlik de bu çürümüş düzenin yarattığı sorunlardan üzerine düşen payı fazlasıyla alıyor. Ekonomik krizin faturasına, eğitim hakkının gasp edilmesine, her türlü baskı aygıtı ile özgürlüğünün elinden alınmasına, gericiliğe ve yozlaşmaya mahkum edilmek istenen gençlik adeta yaşam mücadelesi veriyor. Bu çürümüş düzende koyu bir geleceksizliğe mahkum edildiğini gören gençler kendilerini çıkışsız ve çaresiz hissediyor, depresyona ve intihara sürükleniyor.
Ancak biliyoruz ki tüm bu baskı, gericilik ve krizler yarınların hareketli günlerini mayalıyor. Tarih boyunca gençlik, tüm bu çalkantılı süreçlerin en temel öznelerinden olmuştur. DGB, bugün de gelecekteki fırtınalı günlerde de uzun soluklu mücadelenin gençlik cephesindeki öznesidir, yarınlara devrimci hazırlığın adıdır. DGB aynı zamanda gençliğin devrimci dinamizmini kucaklamayı ve onu asıl değiştirici güç olan işçi sınıfı ile buluşturmayı hedeflemektedir.
Gençlik birliğe, devrime, DGB’ye!
Bizler mücadele bayrağını Denizlerden, Mahirlerden, İbolardan, Erdallardan, Ümitlerden devraldık. Mücadele bayrağımızı 15-16 Haziranlardan Tarişlere, Kavellerden 1 Mayıslara uzanan soluklu mücadelede işçi sınıfının yanında yer alan gençlikten devraldık. 6. Filo’yu denize dökerek emperyalizme geçit vermeyeceğini gösteren devrimci gençlikten devraldığımız bu mücadele bayrağımızı daha da yükseltiyoruz! Gençliğin yaşadığı sosyal, kültürel, siyasal, akademik ve demokratik sorunların kaynağı olan kapitalizmi tarihin çöplüğüne gönderene kadar, “Düzene karşı devrim!” ısrarımızı bulunduğumuz her alanda sürdüreceğiz.
10 yıldır hiç durmadan gençliğin haklarını savunuyor, özgürlük ve gelecek özlemi için mücadeleyi yükseltiyoruz. Tüm gençliği de “Bizi kurtaracak olan kendi kollarımızdır” diyen sınıfımızdan öğrenmeye; haklarımız, özgürlüğümüz, geleceğimiz için DGB saflarında örgütlü mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz!
Devrimci Gençlik Birliği