Dünya çapındaki emperyalist rekabet kızışırken, özellikle enerji ve hammadde fiyatlarındaki düşüş bu rekabetin bir yansıması oluyor. Kâr üzerine kurulu sistemin aşırı üretime yönelttiği, birbirleriyle kıyasıya rekabet eden şirketler, bu rekabette güçlü olmak için de faturayı işçiye kesiyor. Şirketler belli bir yerde kurulu olan fabrikasını kapatıp kitlesel işçi kıyımı yaparak daha çok kâr edebileceği bir başka ülkeye, ya da sektöre yatırım yapıyor. Ancak bu yatırım, “istihdam” demek olmuyor, aksine daha ağır sömürü koşullarının pekişmesi anlamına geliyor. Çünkü tam da bu kölelik koşullarının olduğu alanlara yatırım yapılıyor.
2 bin 500 kişi işten atılacak
Emperyalist tekellerin önde gelen şirketlerinden Siemens, enerji sektöründe dünya çapındaki rekabet gücünü korumak bahanesiyle 2 bin 500 işçiyi işten çıkaracağını açıkladı. İşten çıkarmaların çoğunun Almanya’daki petrol, doğalgaz ve madencilik sektöründen olacağı duyuruldu.
Sözde yeni iş “müjdesi”
Dünya çapında 348 bin çalışana sahip Siemens, binlerce istihdam yaratacağını da duyurdu. Bu “istihdam” sömürü koşullarının daha ağır olduğu ve işgücünün de ucuz olduğu ülkelere yatırım yapmak anlamına geliyor. Böylece sözde “müjde” veren şirket, dünya çapındaki çok yönlü kriz ortamında, belirsiz bir gelecek için istihdam vaadinde bulunarak hem boş hayaller yayıyor hem de kölelik koşullarını pekiştireceğini de söylemiş oluyor.
Tekellerin kıyasıya rekabeti
Öte yandan emperyalist rekabet, belli sektörlerdeki pazarların çoğunluğuna hakim ve bu açıdan daha güçlü şirketlerin, bu sektörlerde yoğunlaşmasının ve giderek tekelleşmesinin de önünü açıyor. Siemens’in açıklamasında, bu gerçeğe uygun bir şekilde, bazı ürünlerin artık üretilmeyeceği belirtildi.