Joe Biden’in ‘demokratlığı’

Kazanması durumunda Biden’in Trump’tan bazı noktalarda farklı icraatlara girişmesi mümkün. Amerika’da gelir dağılımı uçurumunun derinleştiği, işsizliğin rekor rakamlara ulaştığı dikkate alınırsa, sınıf çatışmalarını yumuşatmak bağlamında emekçilere bazı kırıntılar verebilir. Bununla birlikte özünde çok şey değişmeyecek. Zira hem Demokratlar hem Cumhuriyetçiler ABD tekellerinin çıkarlarını gözetmekle mükellefler. Bu hem iç politika bağlamında böyle hem emperyalist saldırganlık ve savaşa dayalı dış politika açısından öyledir.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 12 Temmuz 2020
  • 08:02

ABD’de seçimler yaklaştıkça Cumhuriyetçilerin adayı Başkan Trump ile Demokratların adayı Biden arasındaki rekabet de şiddetleniyor. Trump faşizan, cinsiyetçi, ırkçı, kaba-saba tutumuyla öne çıkarken, rakibi Biden ise ‘demokrat-eşitlikçi’ bir profil çizmeye çalışıyor.

Kişi olarak kıyaslandığında, Biden Trump’tan daha ‘sempatik’ daha ‘demokrat’ bir imaj yaratıyor. Trump’ın kaba-saba, tutarsız, kaypak, yalancı, saldırgan olması, hem ABD’de hem Avurpa’da liberallerin Biden’a umut bağlamasına neden oluyor. Bunlar güzellemeler yaparak, Biden’ın da emperyalist ABD yönetiminin başına geçmek için çalıştığı gerçeğini yok sayıyorlar. Oysa Biden, onlarca yıldan beri halklara saldıran ABD emperyalizminin yönetim kademelerinde yer alan kişilerden biridir.

*** 

Wikipedia’da Joe Biden’a dair şu bilgiler de yer alıyor: ABD’nin 47. Başkanı’nın yardımcısıydı. 20 Ocak 2009 tarihinde bu göreve başlamadan önce 3 Ocak 1973 tarihinden beri Delaware eyaletini ABD Senatosunda temsil etmekteydi. 2008 ABD başkanlık seçimlerinde Demokrat Partiden başkanlığa adaylığını koydu ancak 3 Ocak 2008 tarihinde yapılan Iowa ön seçimlerinde başarısızlığa uğrayınca adaylıktan çekildi. Kasım 2020’de gerçekleştirilecek seçimde Demokrat Parti’nin ABD Başkan adayı olarak yarışacak.

23 Ağustos 2008’de Demokratların Başkan adayı Barack Obama, Biden’i başkan yardımcılığına aday gösterdi. 4 Kasım 2008’de yapılan başkanlık seçimlerinde Barack Obama seçildi. 20 Ocak 2009 tarihinde devlet başkanlığı koltuğuna oturan Obama’nın yanında ABD başkan yardımcısı olarak Biden vardı.

Liberal politik görüşleriyle dikkat çeken Biden, kilisenin kamu hayatında yeri olmadığını savunan, eşcinsel evliliklerin yasallaştırılmasını destekleyen, çevre konusunda aktif projeler yürüten, kendini Irak savaşını desteklemekle hatalı bulan, Filistin meselesinde iki devletli çözüm modelini savunan bir politikacı olarak biliniyor. Ermeni soykırımının Türkiye tarafından kabul edilmesi gerektiğini de savunan Biden, önümüzdeki Kasım ayında başkanlığa seçilmesi durumunda, Ermeni soykırımını kabul edeceklerini vaat ediyor.

***

Welt.de sitesinde yayınlanan bir yazıda Biden’ın seçim vaatlerinde dair şu bilgiler veriliyor: ABD Başkan adayı Joe Biden, Trump’a meydan okuduğu seçim konuşmalarında 700 milyar dolar değerinde konjonktür paketi açıkladı; orta sınıfın ABD’nin ekonomisindeki belirleyici rolüne vurgu yapıyor; “refah ve zenginliğe verdiğimiz değeri, çalışmaya da vermeliyiz” diyor.

Asgari ücretin saatlik 15 dolara çıkarılması gerektiğini savunuyor. Toplumdan sistematik olarak dışlanan Afro-Amerikalıların daha çok dikkate alınacaklarını ve haklarının gözetileceğini söylüyor. Amerika’da üretilen ürünlere devlet desteğinin 400 milyar dolar arttırılacağını vaat ediyor. Ayrıca teknoloji ve araştırmaya 300 milyar dolar bütçe ayıracağını söylüyor.

Seçim çalışmalarında Trump’a sert suçlamalar yönelten Biden, pandemi krizine, ekonomik çalkantılara, ırkçı cinayetlere ve polis şiddetine karşı yaşanan ayaklanmalara dair izlenen politikayı eleştiriyor. “Trump halkı bölüp parçalamanın bir yöntem olduğuna inanabilir. Biz bunu savunmuyoruz” diyen Biden, Trump’ı ülkedeki istikrarsızlıktan sorumlu tutuyor.

Pandemi sürecinde en çok dar gelirli insanların zarar gördüğüne dikkat çeken Biden “Bu insanları övmek yetmez, onlara geçinebilecekleri bir maaş ödemek zorundayız” diyor. Amazon gibi büyük tekellerin vergiye tabi tutulacağını vaat eden Biden 5 milyon kişi için istihdam alanı yaratacağı sözü veriyor…

***

Siyahiler önünde diz çöken Biden, bazı demokratik-sosyal talepleri söylemde destekleyerek prim yapmaya çalışıyor. Oysa bu demokratik talepler bu güne dek emperyalist-kapitalist muktedirlerce karşılanmamıştır. Seçimlerde verilen vaatler ise, rakip partilerin, söylemde birbirlerine meydan okumalarından öteye gitmiyor.

Kazanması durumunda Biden’in Trump’tan bazı noktalarda farklı icraatlara girişmesi mümkün. Amerika’da gelir dağılımı uçurumunun derinleştiği, işsizliğin rekor rakamlara ulaştığı dikkate alınırsa, sınıf çatışmalarını yumuşatmak bağlamında emekçilere bazı kırıntılar verebilir. Bununla birlikte özünde çok şey değişmeyecek. Zira hem Demokratlar hem Cumhuriyetçiler ABD tekellerinin çıkarlarını gözetmekle mükellefler. Bu hem iç politika bağlamında böyle hem emperyalist saldırganlık ve savaşa dayalı dış politika açısından öyledir. Amerika’da emekçilerden ve ezilen halklardan yana değişimlerin olabilmesi için, ırkçı cinayetler ve polis şiddetine karşı patlak veren ayaklanmanın sınıfsal eksenli bir temelde geliştirilmesi; işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin taleplerini söke söke kazanmaları gerekiyor.