İsviçre’de uzun yıllardır yabancılara yönelik gerici yasalar oylamalar sonucu kabul edilirken, bugün seçimlerin belirlediği yasalara göre, ülkeden göçmenlerin gönderilmesini yerine getirmeyen kantonlara ekonomik yaptırımlar uygulanmakta.
2002’den bu yana başa geçen ve halen de birinci parti olarak hükümette kalan Merkezi Demokrat Birliği (UDC) partisinin, birincil politikası yabancılara karşı şekillenmektedir. Hükümetin başına geçtiğinden beri ülkedeki yabancı hassasiyetlerden faydalanan parti, toplumu yabancılara karşı kışkırtarak, gerici yasaların mimarı olmuştur.
2010’da “suç işleyen yabancıların ülkeden gönderilmesi” için oylama yaparak yasanın çıkarılmasını sağlamıştı. Yasada “suçlu” tanımı genel çerçevede ve muğlaklık içende kullanıldığı için, bir kısım kurum ve kuruluşların tepkisini çekmişti.
Bu yasayla da yetinmeyerek 2014’ün Şubat ayında, “Toplu göçlere engel” adı altında çıkardığı yasayla, göçmen sayısına ve oturma izinlerine kota uygulaması getirdi. Bu yasa İsviçre’nin onayladığı birçok anlaşmanın önüne geçerek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ve AB ile kişilerin serbest dolaşımına ilişkin anlaşmasını ihlal ediyor.
Dün İsviçre basınında yer alan habere göre, Dublin anlaşmalarına göre göçmenleri geri iade etmeyen kantonlara Bern tarafından yaptırımlar uygulanacak. Bu konuda da İsviçre Fransız bölgesi olan Romandie kantonları başta gelmekte.
Pazartesi günü, federal meclis üyesi Karin Keller-Sutter, 2016 Ekim ve 2018 sonu aralığında, İsviçre genelindeki 304 vaka için ayrılan 6 milyon franklık sübvansiyonun iptal edildiğini açıkladı. Bu vakaların üçte ikisi Fransız bölgesinin Vaud kantonunda yaşandı, bu da yaklaşık 4 milyon frangın iptaline tekabül etmektedir.
Neuchatel kantonu için 805 bin frank, Cenevre için 600 bin frank ve Valais kantonu için de 250 bin frank kesinti yapıldı.
Polisiye bir devlet olan İsviçre, dünya genelinde krizlerin ve bunalımların artmasını fırsat bilerek, yeni gerici ve baskıcı yasa ve yaptırımlar çıkarmaya devam edecek.
Kızıl Bayrak / İsviçre