Alman Lokomotif Sürücüleri Sendikası (GDL) ile Alman Demir Yolları (DB) arasında aylardan bu yana süren toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, hafta sonu tarafların anlaşmasıyla sonuçlandı.
Yapılan anlaşma, GDL başkanı Klaus Weselsky ve DB Yönetim Kurlu Başkanı Martin Seiler tarafından 16 Eylül günü yapılan ortak bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyuruldu.
Anlaşma ile ilgili, Martin Seiler, “Godion’un düğümü çözüldü” derken; Klaus Weselky ise, “iyi bir uzlaşma. Kendimi iyi hissediyorum. GDL ile masaya oturulunca anlaşmanın zor olmadığı görüldü” değerlendirmesini yaptı.
Toplu sözleşmeye, Niedersachsen Eyalet Başbakanı Stephan Weil (SPD), Almanya Federal Senatosu üyesi Daniel Günther (CDU), DGB temsilcisi ile Almanya Memurlar Birliği temsilcisi aracılık ettiler.
Yapılan toplu sözleşmede şu maddeler yer alıyor:
- 32 aylığına, toplamında maaşlara %3,3 zam yapılacak.
- Bu zam ilk yıl için %1,5, ikinci yıl için ise %1,8 olarak maaşlara yansıtılacak
- Aralık 2021’de çalışan başına 300 ile 600 Euro, Mart 2022’de ise 400 Euro Pandemi primi ödenecek.
- DB, şimdiye kadar çalışanlar için ödediği ek emeklilik primini ödenmeye devam edecek. Buna göre, 31 Aralık 2021’de işe başlayanlar, çalışma hayatlarının sonuna kadar bu haktan faydalanmaya devam edecek. 2022’den itibaren işe başlayanlar için ise firma maaşların %3,3’ü oranında emeklilik primi ödemeye devam edecek.
- Sözleşme Eylül 2023’e kadar geçerli olacak.
GDL başkanı Weselsky, en meşakkatli maddenin emeklilikle ilgili olduğunu belirterek, sözleşmede yakalanan asıl başarının burada yattığını ifade etti. GDL, makinistlerden öte, gelecekte sözleşmenin başka bölümleri de kapsaması için çaba harcıyor.
İki yılı aşkın bir süre için geçerli olacak bu toplu sözleşmeyle GDL, süre ile ilgili dört aylık esneme hariç, ileri sürdüğü taleplerin hemen tümünü kabul ettirmiş oldu. Sendika, sözleşme öncesi 28 ay için toplam %3,2 zam, 600 Euro pandemi primi ve işletme emekliliğinin garantiye alınmasını talep etmişti.
Taleplerin patrona kabul ettirilmesi başta DB işçileri olmak üzere Almanya işçi sınıfı adına iyi bir kazanım oldu. Ne var ki kolay elde edilen bir başarı da değil. Sonuncusu bir hafta süren, bir ay içinde üç sefer greve gidilmeseydi DB bu hakların hiçbirini vermeyecekti. Sermaye cephesi bir dördüncü greve mahal vermemek için geri adım atmak zorunda kaldı.
***
İşçilerin çok cüzi bir zam için bile ciddi bir direniş ortaya koymak zorunda kalmaları, Alman sermaye sınıfının esneme sınırlarının ne kadar daraldığına iyi bir örnektir. Bu türden direnişler, işçi sınıfına yönelik daha ağır saldırılar düzenlemeye hazırlanan sermaye cephesini çok rahatsız ediyor.
Hakeza IG-Metal ve Ver.di gibi milyonlarca üyesi olan dünyanın en büyük sendikaları, krizin ve pandeminin altında ezilen emekçiler için kılını bile kıpırdatmazken, GDL gibi küçük bir sendikanın bu tür çıkışları işçilere umut verirken, sendika bürokrasisinin ise teşhir olmasını sağlıyor.
GDL, Alman Sendikalar Birliği (DGB) dışında kalan bağımsız bir sendika. Alman Demir Yolları’nda örgütlü iki sendika var. Bunlar GDL ve EVG’dir. Bünyesinde toplam 300 işletme bulunan DB’de, GDL’in 16 işletmede, EVG’nin ise 55 işletmede üye sayısı daha yüksek. GDL, EVG’den oldukça küçük olmasına rağmen daha etkili ve daha mücadeleci bir sendika. Lokomotif sürücüleri arasında örgütlü olması pazarlık gücünü arttırıyor. Bu ise üye sayısının artmasını sağlıyor. Bu durum EVG’nin güç kaybetmesine sebep olurken, DB patronları EVG üyesi işçilerin de benzer talepler yükseltmesinden kaygılanıyor.
***
Buna benzer bir örnek de geçmişte Frankfurt havaalanında Pilot sendikası UFO ile Ver.di arasında yaşanmıştı.
Sermaye sınıfı ve sendika bürokrasisi el ele vererek bu türden “kötü örneklerin” artmasını engellemek için yoğun bir çaba harcıyorlar. Bu arada sermaye hükümeti de yeni bir yasa hazırlayarak imdada yetişmeye çalıştı. 2015’te hazırlanan bu yasaya göre, bir iş yerinde en büyük sendika hangisi ise yalnızca o toplu sözleşme imzalayabilir. Bununla sendikalar birbirine düşürülmek, işçiler ise tabanda bölünmek isteniyor.
GDL bu yasayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı ancak davayı kaybetti. Yasaya rağmen grev ve toplu sözleşme yapabilmesi, tabanın kararlı olması ve yasada bulunan bazı boşluklar sayesindedir. Şimdi sermaye cephesi yeni hamlelerle yasadaki boşlukları kapatmaya hazırlanıyor.
Sonuçta GDL grevi bir kez daha gösterdi ki, işçi sınıfı örgütlendiğinde, mücadele ettiğinde ve direndiğinde almayacağı hak, aşamayacağı engel yoktur.