G. Afrika'da insana benzer yeni bir türün kalıntıları bulundu

Güney Afrika'da bir mağaranın derinliklerinde bulunan insana benzer iskelet kalıntılarının yeni bir türe ait olabileceği belirtiliyor.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 10 Eylül 2015
  • 19:25

Bulunan 15 iskelete ait kalıntıların, insanın ataları ile ilgili fikirleri değiştireceğine inanılıyor.

BBC Türkçe’de yer alan habere göre, Naledi adı verilen tür, modern insanın da ait olduğu Homo cinsi kapsamında değerlendiriliyor.

Kalıntıları bulan araştırmacılar henüz bu canlıların ne zaman yaşadığına dair bilgileri kesinleştiremedi; ancak ekibin başında bulunan Profesör Lee Berger, Naledi türünün Homo cinsinin ilk örnekleri arasında sayılabileceğine ve Afrika'da üç milyon yıl öncesine dayandığına inanıyor.

Ancak bu alanda çalışan meslektaşları gibi Berger de "kayıp halka" tanımını kullanmaktan kaçınıyor ve naledinin daha ilkel primatlar ile insanlar arasında bir "köprü" olarak görülebileceğini söylüyor.

Kemikler iyi korunmuş

Afrika kıtasında ilk kez insanın akrabalarına ait bu kadar çok fosil bir arada bulundu.

Londra'daki Doğal Tarih Müzesi'nden Profesör Chris Stringer, naledinin "önemli bir keşif" olduğunu ifade etti.

"Sanki doğa insanın ne şekilde evrileceğine dair deneyler yapıyordu da insan benzeri canlılar Afirka'nın farklı bölgelerinde birbirine paralel bir şekilde ortaya çıkıyordu. Bunlardan sadece biri insanı ortaya çıkaracak şekilde hayatta kaldı" diyor Stringer.

Kemiklerin bu kadar iyi korunmuş bir halde günümüze kadar gelmesi bilim insanlarını şaşırtıyor.

Homo naledi Afrika'da bulunan diğer ilkel insanlara benzemiyor.

Bir gorilinki kadar küçük bir beyne sahip. Leğen kemiği ve omuzları çok iyi gelişmemiş.

Fakat kafatasının yapısı, dişlerin küçüklüğü ve karakteristik uzun bacaklar ve modern görünümlü ayakları nedeniyle insan cinsi kategorisinde değerlendiriliyor.

Ritüel ve sembolik düşünce belirtileri

Aydınlanmayı bekleyen sorun bu kalıntıların mağaraya nasıl girdiği.

Johannesburg yakınlarındaki Rising Star mağarası İnsanlığın Beşiği olarak bilinen bir bölgede bulunuyor.

Mağaranın devamında dar bir yeraltı tüneli var. Berger'in ekibi National Geographic Society'nin desteğiyle buraya giriyor.

Tünel çok dar olduğu için zayıf kadınlar gönderiliyor. 20 dakikalık bir sürünmenin ardından yüzlerce kemiğin bulunduğu bölüme giriliyor.

Homo naledinin bu kişileri belki de kuşaklar boyunca bilerek mağaraya taşıyıp bıraktığı sanılıyor.

Bu kanıtlanırsa naledinin ritüel içeren davranışlarda bulunma ve muhtemelen sembolik düşünce kapasitesine sahip olduğu belirlenmiş olacak.

Bu durumda, bunun sadece son 200 bin yıl içinde ortaya çıkan insana özgü olduğuna ilişkin inanç eskimiş olacak.

Prof Berger nalediyi insan olarak tanımlamak istemiyor.

Prof Stringer ise naledinin ilkel insan olarak nitelendirilebileceğine inanıyor. Fakat mevcut teorilerin gözden geçirilmesi gerektiği ve insanın evrim tarihinin zengin ve karmaşık olduğu, yeni yeni aralandığı konusunda hemfikir.