Avrupa Kamu Hizmeti Sendikaları Federasyonu (EPSU), 7 Nisan Dünya Sağlık Günü vesilesiyle yayımladığı raporda COVID-19’un bir meslek hastalığı olarak kabul edilmesi yönünde çağrıda bulundu. EPSU, işçilerin sağlığını, çalışma becerilerini ve gelirlerini etkileyen COVID sürecinin sendikal bir mesele olduğunu vurgularken, sağlık çalışanlarıyla ilgili yapılan düzenlemelerin yeterli olmadığını belirtti.
EPSU işçilerin Covid-19’a karşı güvencesizliğin son derece adaletsiz olduğunu belirterek ve şu çağrıda bulundu:
“*Covid-19'un resmen bir meslek hastalığı olarak tanınması;
*İşle ilgili vakaların hükümet tarafından raporlanması ve kaydedilmesi;
*Uzun dönemli Covid de dahil olmak üzere işle ilgili Covid-19 hastalığının mağdurlarını ve ailelerini kapsayacak tazminat planlarının oluşturulması.”
Meslek hastalığının işle ilgili faaliyetlerden kaynaklı bir sağlık durumu olduğu hatırlatılan raporda şu ifadelere yer verildi:
“EPSU kişinin işi ile ilgili aktivitelerinin onları toplumun genelinden daha yüksek koronavirüse riski ile karşı karşıya bıraktığı durumlarda, Covid-19'un bir meslek hastalığı olarak tanınması ve tazmin edilmesi gerektiğini savunuyor. Covid-19 enfeksiyonları vakalarında bir ‘çürütme karinesi’ virüse maruz kalmanın kişinin çalışmasından ortaya çıktığının varsayılacağı anlamına gelecektir.”
Meslek hastalığı olarak tanınması yaşamsal önemde
Covid-19'un bir meslek hastalığı olarak resmi olarak tanınmasının, özellikle uzun dönemli Covid semptomları çeken işçiler için yaşamsal önem taşıdığının altı çizilen raporda bazı ülkelerde tanındığı ancak çok yetersiz olduğu belirtildi.
Raporda talepler şu şekilde sıralandı:
“*EPSU, işçilerin işte hastalanmaları nedeniyle mali çöküşle karşılaşıp karşılaşmayacakları konusunda endişelenmeye değil, iyileşmeye odaklanabilmeleri gerektiğini söylüyor.
*Avrupa Komisyonu, 2003/670/EC sayılı Komisyon Tavsiyesini, orantısız bir şekilde enfeksiyona maruz kalmış tüm işçileri kapsayacak ve Covid-19'u özellikle içerecek şekilde revize etmelidir. Mevcut haliyle, Tavsiye, mesleki bir risk olarak Covid19'a maruz kalan farklı işçi gruplarını yeterince kapsamamaktadır.
*Komisyon, Tavsiyenin Ek 1'ine Covid-19'a özgü veya pandemik hastalıkları içerecek şekilde genişletilmiş yeni bir kod getirmelidir.
*Yol gösterici ancak kapsamlı olmayan bir rehber olarak, sağlık ve sosyal bakım, eğitim, acil servisler, adalet sistemi, ulaşım ve kamu hizmetleri çalışanları dahil olmak üzere mesleklerin geçici bir listesini içermelidir.
*Tanınma, taşeron ve sıfır saat sözleşmeli olanlar da dâhil olmak üzere tüm işçi gruplarını içermelidir. Ayrıca, işe gidiş geliş yolculuklarında ve işveren tarafından sağlanan konaklama yerlerinde Covid-19 enfeksiyonlarını da kapsamalıdır.
*Ulusal düzeyde, hükümetler meslek hastalığı sistemlerini aksi ispat edilene kadar geçerli karine ilkesini içerecek biçimde değiştirmelidir. Bu, işle ilgili verilen bir görevin bir işçiyi genel nüfus için olandan daha yüksek olan koronavirüse maruz kalma riski altına soktuğu durumlarda, Covid-19'un bir meslek hastalığı olarak kabul edilmesi ve tazmin edilmesi anlamına gelecektir. Bir çürütme karinesinin kabulü, maruz kalmanın bir kişinin çalışmasından kaynaklandığının varsayılacağı anlamına gelir.
*Covid-19'un bir meslek hastalığı olarak tanınması, Covid-19 testlerinin pozitif çıkıp çıkmadığına bakılmaksızın, uzun süredir Covid semptomlarından mustarip işçilere tazminat ve diğer destek sağlamayı içermelidir. Pandeminin erken aşamalarında enfekte olan ve hala uzun süreli Covid semptomları çekenlerin çoğu testlere erişememiştir.”