Hitler faşizminin Kızıl Ordu tarafından ezilmesinin yıl dönümü olan 8 Mayıs’ta dünyanın birçok ülkesinde, ama özellikle Almanya’da kutlamalar yapılıyor. Bu defaki yıldönümü, emperyalist saldırganlık ve savaş politikasının ürünü olan Sovyet-Rusya karşıtı ırkçı histerinin devam ettirildiği koşullarla çakıştı.
Durumdan vazife çıkartan Berlin polisi 4 Mayıs’ta yayınladığı bir genelgeyle, anıtların çevresinde Sovyet bayraklarının taşınmasını yasakladığını ilan etti. Gerici yasağın gerekçesi ise şöyle izah edildi: “Bayrağı göstermek Ukrayna savaşını yüceltmek anlamına gelir”.
Bu yasak, 8 Mayıs sabah saat: 06.00’dan 9 Mayıs akşam saat: 22.00’ye kadar sürecek. Alman tekellerinin Ukrayna’yı tank ve topla donattığı, yani Alman silahlarının Rusya’ya karşı kullanıldığı bir zamanda bu yasağın getirilmesi, Kiev’deki Neonazilere verilmiş bir mesaj gibidir. Yanısıra bu karar, en basit demokratik hakların bile emperyalist burjuvazi tarafından pervasızca yasaklanabileceğini kanıtlıyor.
Junge Welt gazetesinin yasakla ilgili sorularına kaçamak yanıtlar veren Berlin polis sözcüsü, Sovyet bayraklarının, “provokasyon ve çatışmaya yol açabileceğini” iddia etti.
Gazetenin, “SSCB bayrağının kimin için provokasyon oluşturabileceği” sorusu karşısında başlangıçta cevap vermeyen Berlin polis sözcüsü, daha sonra yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı’nın ‘eski SSCB topraklarını veya onun bazı kısımlarını ‘fethetmeye niyetli olabileceğini’ öne sürdü ve bundan dolayı SSCB bayrağının Ukrayna’daki savaşın ‘yüceltilmesi’ olarak yorumlanabileceğini savundu.
Bu sahte gerekçelerle sosyalizmin sembollerini yasaklayan zihniyet, “Neonazilerin eylem yapma hakkını korumak için” sık sık seferber oluyor.