Yüksel Caddesinde “İşimi geri istiyorum” eylemleri yaptıkları için tutuklanan direnişçilerle ilgili hakimlik kararında, “eylemlerine, hakkında daha önce verilen adli kontrol kararlarına rağmen yoğun bir şekilde devam etmeleri” gerekçesi yer aldı.
Direnişçiler Mehmet Dersulu, Armağan Özbaş, Acun Karadağ, Nazan Bozkurt, Mahmut Konuk ve Düzce’de direnişte olan Alev Şahin “eylemleri kaynaklı oluşa uygun verilecek ceza miktarı da gözetilerek” 22 Ağustos’ta Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı.
Avukat Evin Konuk bianet’e yaptığı açıklamada, “Tutuklama gerekçesinde, ‘adli kontrol altında olmalarına rağmen eylemlerinin yoğun bir şekilde devam etmesi nedeniyle adli kontrol tedbirinin yeterli olmayacağı...’ ibaresi yer alıyor. Bu, tutuklamaların, Yüksel eylemlerinin sürmesini engelleme, eylemleri bitirme amacında olduklarının da göstergesi” dedi.
Avukat Konuk, “Adli kontrol kişilerin yurtdışına veya şehir dışına çıkmalarını engelleme amacıyla verilen bir tedbir. Eylemleri engellemek amacıyla verilen bir tedbir değil. ama eylemlere devam ettikleri için tutuklandıkları ifade ediliyor” diye konuştu.
İfadeye gittiler, “kaçma şüphesinden” tutuklandılar
Ankara, Yüksel Caddesinde “İşimi geri istiyorum” eylemi yapan ve tutuklanan Nazan Bozkurt ve Mehmet Dersulu haklarındaki soruşturmadan aylar önce haberdar olunca savcılığa ifade vermeye gitmiş ancak ifadeleri alınmamıştı. Aynı soruşturma kapsamında “kaçma şüpheleri olduğu için” tutuklandılar.
Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği’ndeki sorguda Nazan Bozkurt’a eylem yaparken neden sarı-kırmızı yelek giydiği de soruldu. Bozkurt, hem renkler dikkat çekici olduğu için hem de sosyalist olduğu için bu yeleği giydiğini söyledi.
Yasal bülten delil gösterildi
Direnişçilerden Acun Karadağ da Direniş Meclisi Bülteni için resmi kurumlara başvuru yaptıklarını, bülten hakkında bir yasaklama kararı çıkmadığını söyledi, “Yasaklama kararı olsa kapatırdım” dedi.
Sorguda ayrıca, 51 yaşındaki öğretmen Acun Karadağ’ın astım, omurga romatizması ve kalp pili olduğu, tutuklanmasının salgın koşullarında riskli olacağı belirtildi.
“Hamallık yapıyorum, aileme bakacak kimse yok”
Alev Şahin de hakkında benzer suçlamalarla açılan tüm soruşturmalarda adli kontrol kararlarına uyduğunu belirtti.
Armağan Özbaş da sorgusunda, 15 aydır Kızılay’a gitmediğini, şu anda hamallık yaparak geçindiğini, eşinin de aileye destek için örgü ördüğünü ve tutuklanırsa çocuklarına bakacak kimsenin olmadığını ifade etti.
“Bir eylem ya yasaldır ya değildir”
Mahmut Konuk’un kızı ve avukatı Evin Konuk da aynı suçlamalarla 2018 yılında yine aynı suçlamayla açılmış ve halen süren bir dava olduğunu hatırlattı.
Avukat Evin Konuk, “Yasal hak arama görüntüsü altında örgüt propagandası yaptıkları” iddiasına dair de “Bir eylem ya yasaldır ya değildir” dedi ve eylemlerinin yasal hak arama çerçevesinde olduğunu söyledi.
Ayrıca suçlamalarla ilgili somut delil olmadığını, dosyanın Emniyet değerlendirmelerine dayandığını ekledi.
Telefon dinlemesi var, dosyada tape yok
Mehmet Dersulu’nun avukatı Derviş Emre Aydın, Yüksel Caddesi eylemleri nedeniyle zaten birçok davanın açılmış olduğunu, hiçbirinin mahkumiyetle sonuçlanmadığını hatta müvekkilinin benzer suçlamalardan daha önce beraat ettiğini ifade etti.
Gözaltı operasyonuna dair de “Dosyanın esas savcısı izindeyken operasyon kararı alındı. Bu da dosyanın idari bir tahkikat olarak yürütüldüğünü açığa çıkardı” dedi.
Teknik (telefon dinleme) ve fiziki takip yapılmasına rağmen, burada kaydedilenlerin dosyaya konulmadığına da değinen Aydın, “Bu da suçlamayı gösterir bir delil elde edilemediğini gösteriyor” dedi.
Mehmet Dersulu da 14 yıllık öğretmenken ihraç edildiğini, demokratik hakkını kullanarak eyleme başladığını söyledi.
Ancak bu ifadelerin ardından hakimlik tutuklanmalarına hükmetti. Yine Yüksel direnişçilerinden olan, KHK ile Konya Selçuk Üniversitesi’ndeki görevinden ihraç edilen Nuriye Gülmen de 11 Ağustos’ta tutuklanmıştı.
Bianet / 25.08.20