AKP iktidarı, yandaşları, yanaşmaları, destekleyicileri, yalakaları, trolleri “Sarı Yelek” lafını duyunca kırmızı görmüş boğaya dönüyorlar; kendilerini tutamıyorlar; çıldırıyorlar, ağızlarına gelen her türlü hakareti, küfrü savuruyorlar.
Çünkü benzese de, benzemese de “Sarı Yelek” eylemi onlara hayatlarının en ağır yenilgisini aldıkları Gezi’yi anımsatıyor.
Hatta, “Sarı Yelekliler” hakkında Fransa medyasının bile yapmaya cesaret edemediği hakaretlerle dolu yazılar çıkıyor yandaş medyada.
İşte Fransa’daki eylemle ilgili yandaş medyada çıkan fotoğraf altından bir örnek…
“Soros’un çocukları Fransa’da ‘Sarı Yelek’ kuşanıp sokaklara çıktı. Vergileri bahane edip ortalığı yakıp yıktı. Olaylar Belçika ve Hollanda’ya sıçradı. Meselenin zam olmadığı anlaşıldı.”
Evet, Gezi’de “mesele üç beş ağaç” değildi, “Sarı Yelek” eylemlerinde de mesele zam değilmiş!
Saray ve çevresinin telaşına bakınca insan sanır ki “Sarı Yelek” eylemi Türkiye’de yapılıyor.
Ne Fransa ne de Belçika ve Hollanda bu kadar paniklememişti “Sarı Yelek” eyleminden.
AKP iktidarı ve çevresi “Sarı Yelek”in Türkiye’ye yeni bir Gezi olarak sıçramasından korkuyor. Bu yüzden muhalefeti en aşağılık sözlerle tehdit ediyor.
Yandaş televizyoncu köşe yazdığı yandaş gazetede “Gezi’ye katılanların başları kesilmelidir” diye yazma cüretini gösteriyor. Sanki içine IŞİD kaçmış…
Bu yetmiyor, bir de ayrımcılığın, kadını aşağılamanın en iğrenç örneği olarak “veriyor mehteri”:
“Sarı yelek giyen, sarı etek giyer.”
Sadece AKP’liler değil, faşist, ırkçı parti liderleri de “Sarı Yelekliler”e karşı iktidarın yanında safları sıklaştırıyorlar!
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici “AKP kalkanı” olarak atıyor kendini sahneye:
“Hiç kimse Gezi ve benzeri bir eylemi aklından geçirmemeli. Sarı yeleklilere özenmemeli. Milletimiz, devletimiz Gezi ve 15 Temmuz’da hangi cevabı vermişse, Gezi veya 15 Temmuz özentisi içine girenlere misliyle cevap verecek güçtedir.”
Ne demek “misliyle cevap vermek”?
Hukuk devletlerinde herkesin şiddete başvurmadan, barışçıl eylem yapması en doğal demokratik hakkıdır.
Ancak Destici’nin geldiği nokta açıkça Türkiye’de bir “Sarı Yelek” eylemi düşünenleri “iç savaş”la tehdit etmektir.
Konu Destici’yle sınırlı kalsa iyi, “kurtçuklar korosu”na MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “bahsi artırarak” katılıyor.
Kendine göre bir “kabus kurgusu” yapmış Bahçeli. Önceki gün yaptığı açıklamanın başlığı ilginç:
“31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri Öncesi Yeşeren ve Yükselen Tehdit Dalgası”
Açıklamasının başlığı “31 Mart öncesi” diyor ama nedense bir sonraki güne atlıyor:
“1 Nisan 2019 sabahı Türkiye’nin başına çorap örmek için hazırlık yapan, sarı rüyalar gören kimler varsa karşılarında bizi bulacaklar.”
Burada sormak gerekiyor; “siz kimsiniz” diye, “devletin güvenlik gücü müsünüz, yargısı mısınız”?
Gerçi MHP’liler 12 Eylül’den önce devletin güvenlik gücü ve yargısı olarak hareket etmeye pek hevesliydiler. O yıllarda “Bozkurtlar”ı devletin kapısına bağlamışlardı, bugünlerde AKP’nin kapısında bağlılar.
Ancak Bahçeli lafı burada bıraksa iyi. Daha da ileri götürüyor.
“1 Nisan sabahı Türkiye için yeni bir kurgu yapan, yeni bir Gezi düşü kuran, yeni bir sokak hareketi düşleyen varsa kuşku yok ki buna pişman olacaktır. Masum taleplerin seslendirilmesi amacıyla sokağı adres görenler, bunu da televizyon ekranlarından hayasızca yapanlar fitne tetikçiliğinin sonuçlarına katlanacaklardır.”
Anlaşılan o ki evrensel demokrasilerde en doğal bir hak olan “gösteri yapmayı” Bahçeli “fitne tetikçiliği” ya da “düşman kuvvetler” sayıyor.
Sevsinler senin demokrasi anlayışını!
Ama burada da durmuyor, bütün muhalifleri ciddi biçimde tehdit ediyor.
“Fransa’yı baştan ayağa saran ve diğer Avrupa ülkelerine sıçrayan sarı yelek terörüne özenen varsa, bunun bedelini çok ağır ödeyeceklerini de şimdiden ifade etmek isterim. Sarı yelek giyen çıplak yatmayı göze almalıdır.”
Ne demek “Sarı yelek giyenin çıplak yatması”?
15 Temmuz’dan sonra Türkiye’nin cezaevlerinde yaygınlaşan “tecavüz”le mi tehdit ediyor Bahçeli muhalifleri?
Yoksa şunu mu demek istiyor:
“Sarı Yelek giyeni öldürürüz, morgda bir ceset olarak çıplak yatar.”
AKP’nin, MHP’nin, BBP’nin il ve ilçe yöneticileri, belediye meclis üyeleri, gençlik kolları peşpeşe sosyal medyadan mesaj atıyorlar:
“Sarı Yelek heves, Sarı Etek gerçektir.”
Öyle korkuyorlar ki “Sarı Yelek”ten, yandaşlardan biri utanmadan şöyle bir haber yapmış:
“Kaos lobisi Fransa’da sarı yelek giydirdi! Hepsiburada.com durumu fırsat bildi. Sepette yüzde 80 indirime geçti! Vatandaş ‘Neler oluyor’ dedi. Paris’in yandığı günlerde Hepsiburada.com da sahne aldı. Olayların simgesi olan sarı yeleklerde yüzde 80 indirim yaptı. 5 TL’ye satışa çıkardı. Sepetler doldu taştı.”
Haber tepeden tırnağa yalandı ama sonuçta Aydın Doğan’ın sahibi olduğu hepsiburada.com “aba üstünden sopa sallayan” bu “haberimsi” üzerine sarı yelek satışlarına son verdi.
Anlaşılan o ki, diktatörlükle yönetilen ülkeler “Sarı Yelek” eyleminden burjuva demokrasisiyle yönetilen Fransa, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerden daha fazla korkuyor. Bu yüzden olsa gerek General Sisi’nin Mısır’ı ülkede sarı yelek satışını yasakladı.
Bu kafaların ne kadar demokrasiden uzak olduğunu anlamak için Fox Ana Haber Sunucusu Fatih Portakal’ın “Sarı Yelek” yüzünden başına gelenlere bakmak yeterli.
Portakal, önceki gün haberlerde “Hadi bakalım barışçıl bir eylemle zamları, doğalgaz zamlarını protesto edelim. Hadi bakalım, yapalım. Yapabilecek miyiz?”
Aslında Portakal artık Türkiye’nin öyle baskıcı bir anlayışla yönetildiğini, kimsenin kolay kolay sokağa çıkamayacağını ifade etmek istiyordu.
Ancak bu “düşünce” bile yandaşlara ağır geldi. Hemen linç etmeye başladılar Portakal’ı yandaş medyasıyla trolleriyle.
İşin ilginci iktidar partisinin sözcüsü Ömer Çelik de katıldı bu “uğursuz” koroya:
“Bu kadar yer yakılıyor, yıkılıyor. Bu şahısların bu şekilde aslında teskin edici rol oynaması gereken siyasilerin, medya mensuplarının tam tersine tahrik edici bir yönde olması manidar. Acaba kendi yayın kuruluşlarının vandalizmle karşı karşıya kalmasını mı istiyorlar.”
Açık bir tehdittir bu. Fox TV’ye saldırı, yakma, yıkma tehdididir bu.
Sonunda bir açıklama yapmak zorunda kaldı Portalal:
“Bir gün başıma bir iş gelirse sebebi sizsiniz. Yandaş medyanın internet siteleri, televizyonları…”
İşte Fransa’daki “Sarı Yelek” üzerinden Türkiye’de iktidarın ve yandaşlarının kopardıklar fırtına bu.
Belli ki ülkeyi ne hale getirdiklerini çok iyi biliyorlar ve halkın buna tepki göstermesinden çok korkuyorlar.
Bu yüzden de “Sarı Yelek” meselesini bir “beka sorununa” kadar getirdiler.
Eğer olası bir “Sarı Yelek” eylemi bir ülkenin “beka sorunu”na dönüşüyorsa belli ki bunlar kendi çarpık kafalarında istikballerini “Sarı Etek” olarak görüyorlar.
Artı Gerçek / 14.12.18