Brezilya’da Dünya Kupası: Sermayenin zulmü

  • Çeviri
  • |
  • Dünya
  • |
  • 11 Haziran 2014
  • 21:57

Brezilya’da Dünya Kupasına karşı protestolar ve gösteriler büyüyor. Aynı oranda devletin şiddeti artıyor. RED olarak milyarlarca doları stadyumlara harcayan hükümete karşı protesto hareketlerine öncülük eden PSTU’nun Başkan adayı ve CSP Conlutas sendikasının yürütme komitesi üyesi Ze Maria’nın yazısını paylaşıyoruz.

15 Mayıs’tan 12 Haziran’a, Mücadeleler Ulus Çapında Büyüyor

Sokaklarda grevler, işgaller ve gösteriler yapan işçiler ve gençler daha iyi ücret, sağlık, barınma, halk ulaşımı için kaynak, toprak reformu ve onurlu bir emeklilik istiyor.
Polis vahşetine ve toplumsal mücadelelerin suç haline getirilmesine bir son verilmesini istiyorlar. Ve FIFA’ya, büyük şirketlere, girişimcilere, bankalara ve tarım endüstrisine ayrılmış kamusal kaynakları protesto ettikleri gibi Başkan Dilma hükümetinin politikalarını, eyalet ve belediye yönetimlerini de protesto ediyorlar.

Bu 15 Mayıs’ta tüm ülke olarak büyük bir mücadeleler sürecindeyiz. Başkentlerin çoğunda, sokaklarda Kupa’nın adaletsizliklerini protesto eden gösteriler meydana geldi. Ama bunlar sadece yürüyüş değildi –aralarından San Pablo gibileri polis tarafından ciddi bir biçimde bastırılmıştı. Ülkede yüzlerce çeşitte protesto biçimi ortaya çıktı.

San Pablo’da bir düzineden fazla metalürji fabrikasında grevlerimiz vardı ve bunlar, federal hükümetin ekonomi politikasına karşı protesto yapmak için belediye metalürji emekçileri sendikası tarafından örgütlenmişti. Yerel bir öğretmenler ağının büyük bir yürüyüşü, belediye başkanı Haddad’ın (PT/SP) kamusal kaynaklarının girişimciler ve Kupa’dan ziyade eğitimcilerin talepleri için harcamasını talep ederek grevde seslerini yükseltti. Metro emekçileri hizmet sektörünü felç ettiler ve şehir merkezinde yürüyüşler yaptılar. Umut İşgali ve Halk Mücadelesi aileleri sabah erken vakitten itibaren Anhanguera sokaklarını kapadılar. MTST (Evsiz Emekçiler Hareketi) de sabahleyin şehrin pek çok noktasında pek çok gösteri yaptılar. Protestolar Kupa’nın adaletsizliklerine karşı çıkan ve fakirler için barınma talep eden halk hareketleriydi.

Belo Horizonte’de (Minas Gerais) büyük bir gösteri, farklı sektörden grev yapan birçok emekçiyi (Belo Horizonte (BH) belediye öğretmen ağı, BH belediye memurları, eyalet öğretmenler ağı), Wiliam Rosa İşgali’nin, Halk Mücadelesi’nin ve bölgedeki diğer halk hareketlerinin aileleri ve öğrencilerle bir araya getirdi.

Rio de Janeiro’da, birkaç gündür şehri felç eden otobüs şoförleri grevinin izinde, şehir merkezindeki, grevde bulunan belediye ve eyalet öğretmenler ağının büyük bir gösterisi ile pek çok farklı kesim ve öğrenciler birleşti. Herkes Kupa’nın adaletsizliklerini, federal hükümetin ekonomi politikasını, işçilerin ve fakir halkın talepleri konusunda devletin ve yerel hükümetin eksikliğini protesto ediyordu.

Ve bu diğer başkentlerde de, Halk Kupa Komitesi’nin, CSP-Conlutas’ın, ANEL’in, sendikaları ve halk hareketlerinin örgütlediği gösterilerle birlikte bu şekildeydi. Ülkenin yaşadığı şey, sonuç olarak, üç düzeyde yöneticilerin (federal, eyalet ve belediye) yaptığı seçimlere ve ülkedeki gerekli değişmelere karşı yapılan bir protestolar günüydü. Dünya Kupası’nın gerçekleştirilmesini engellemek için mücadele edenler sadece işçiler ve gençler değildi. Eylem biçimleri harekete zarar veren Black Block taraftarları gibi küçük gruplar yurt çapında protestolara katılan yüzbinlerce genci temsil etmiyordu.

Protestolara neden olan şey, Dünya Kupası’nın ortaya çıkardığı adaletsizliklerdi. Neden hükümet meşhur “FIFA standartlarında” statlar için kamusal kaynak sağlayabiliyordu da aynı “standardı” kamusal sağlık hizmetleri, eğitim, ulaşım için sağlayamıyordu? Neden girişimcilere verilen onarım kaynakları fakirler için, tarım reformu için, bütün yaşamı boyunca çalışmış insanlara onurlu bir emeklilik vermek için kullanılmıyordu? [Protestolara sebep olan şey] topluma yayılmış olan kadınlara yönelik erkek şiddeti, ırkçılık ve homofobiydi ve otoriteler bu resmi değiştirmek için hiçbir şey yapmıyordu.

Protestolara sebep olan şey, hükümetin görevlendirdiği polisin protesto yapan gençlere ve emekçilere uyguladığı şiddetti, toplumsal mücadelenin suç haline getirilmesiydi. Rio Grand do Sul’da bir yargıç, Cumhuriyet Savcısının PSTU ve ANEL başkanı genç Matheus Gomes’i ve elliden fazla yoldaşını, suçlu kabul edilmeleri durumunda 20 yıla kadar hapis yatmalarını isteyen davasını kabul etmeye vardırdı işi. Ülkenin her yerinde polis tarafından suçlanmış yüzlerce genç var. Suç mu? Haklarınız için mücadele edin! Protestolara neden olan şey, polisin büyük şehirlerin varoşlarındaki fakirlere ve siyahlara karşı uyguladığı gerçek soykırımdı.

Başkan Dilma hükümeti, protestoların önemini azaltmak için orada 15 bin insanın olduğunu iddia etti. Sanki grevler ve mücadeleler hem bu politikaları ve hem de hükümet tarafından yapılan seçimleri sorgulamıyormuş gibi, Dünya Kupası’na karşı yapılan halk hareketi mücadelelerini ve grevleri birbirinden ayırmaya çalıştı. Büyük basın ve televizyonda böyle propaganda yapılıyor olabilir ama ülkenin gerçekliği resmi propagandadan çok daha farklı.

Milyonların hükümete ve ülkedeki gerekli değişmelere karşı memnuniyetsizliklerini dile getirmek için sokaklara çıktığı geçen yılın Haziran’ından beri Brezilya’da yeni bir siyasi durum içinde yaşıyoruz. Geçen aylarda da bu durum güçlendi ve son haftalarda protestolar zirveye ulaştı. Bu sürecin bir yandan sokaklarda yüzbinlerce gösteri diğer yandan da tüm ülkede yüzlerce grev, halk hareketlerinin ve öğrenci mücadelelerinin işgalleri ve gösterileri biçiminde ortaya çıkması, ne gücünü ne de önemi azalttı. Bu grevlerden çoğu, sendika yöneticileri hükümeti ve işverenleri desteklemeyi tercih ettiği vakit sendikanın yönetimine geçerek haklarını korumak için grev başlatan emekçilerin isyanının bir ifadesiydi. Pek çok eyalette hareket, Bahia’da PM’de ve sonra d Pernambuco’da gördüğümüz gibi güvenlik güçlerinin tabanına girdi.

Bununla birlikte bizim gördüğümüz şey, ülkedeki mücadele sürecinde, örgütlü işçi sınıfının geleneksel mücadele biçimleri yoluyla giderek rolünün artması ile birlikte ileri doğru bir sıçrayıştır. Bu resim, ileriki haftalarda çoğalma eğiliminde.

Mücadeleleri güçlendirelim ve birleştirelim! 12 Haziran bir grev, işgal ve sokak gösterileri günüdür!

Federal üniversitelerin teknik ve yönetim alanlarındaki federal memurlar tüm ülkede grevde. Grevde aynı zamanda tüm Brezilya’nın Federal Eğitim Kurumlarının emekçileri de (öğretmenler ve idari teknisyenler) var. Onlar da kendi eyaletlerinde protestolara katıldı ve talepleri dikkat gerektiren grevlerine devam ediyorlar. Bu hafta federal memur emekçilerinin grevi başladı ve Haziran’ın başında da federal kamu hizmetlerinin pek çok sektörü faaliyetlerini durdurmaya gidiyor.

İnşaat işçileri ve Petrobras müteahhitleri Bajada Santista’da (Santos şehri) grevdeler. İnşaat işçileri önümüzdeki günlerde Belem ve Fortaleza’da (sırasıyla; ülkenin Kuzey’i ve Kuzey-Doğu’su) greve hazırlanıyorlar. Toplu ulaşım emekçileri –otobüs, tren ve metro- sürekli mücadele ettiler ve önümüzdeki haftalarda pek çok grev yapacaklar. Sonuç olarak, bizim gördüğümüz resim, hükümetin söylediğinin (ve şişirdiğinin) aksine ülke çapında bir toplumsal harekettir. Brezilyalı emekçiler ve gençler ülkede değişme istiyor! 12 Haziran’a, Dünya Kupası’nın ilk gününe yapılan eylem günü çağrısının hazırlığı bu bağlamdadır.

O gün, var olan ve hazırlığı yapılan tüm hareketleri birleştirmeye uğraşacağız. Tüm mücadeleleri, halkın ihtiyaçlarına cevap vermesi için daha yüksek ücretle, kamusal kaynaklarla ülkede gerçek değişmeleri talep etmek adına, polis şiddetine ve toplumsal mücadelenin suç haline getirilmesine son vermek adına, bir grev, işgal ve gösteri gününde birleştireceğiz. FIFA’nın ayrıcalıklıları için, girişimciler, bankalar ve ulusal ve çokuluslu tüm şirketler için bu kadar para yeter!

Mücadelemiz tüm dünyanın mücadelesidir

Bu çağrıyı, tüm dünyadaki kardeşlerimize ve genç işçilere yaymak istiyoruz, kendi ülkelerinde Brezilya’daki mücadeleleri desteklemek için gösterilere katılmalarını istiyoruz. Mücadelemiz, işçi sınıfının ve gençliğin çıkar ve haklarını savunmaktır. Bu, halkımızı sömüren ve ezen büyük şirketlerin, bankaların ve çokuluslu şirketlerin ülkemizdeki hâkimiyetine karşı bir mücadeledir. Bu, tüm dünyada kapitalizmin tüm sömürü ve baskı biçimlerine maruz kalmış olanların mücadelesidir. Haydi, birlikte savaşmaya!

CSP-Conlutas, Ulusal Yürütme Sekretaryası üyesi Zé Maria tarafından yazıldı.

RED Haber