Patricia Juan Pineda, Meksika’da Çalışma ve İnsan Hakları için Arabuluculuk Kurulunda (LEDHL) çalışıyor. Cilas (Emek Araştırmaları ve Sendikal Destek Merkezi) için Almanya’yı dolaşan ve Uluslararası Sendikalar Çalışma Grubunun daveti üzerine Köln’e de gelen Patricia Juan Pineda ile Meksika’da işçi sınıfının sorunları ve mücadelesini konuştuk.
Meksika işçi sınıfı ve sendika hareketinin mevcut durumunu kısaca anlatabilir misiniz? Şu anda hangi konular güncel?
Artık Meksika’da, mayıs 2019’da kabul edilen ve amacı, işçilerin gerçekten seçtikleri kendi çıkarlarını savundukları temsilciliklerine sahip olabilmeleri olan yeni bir iş yasası var. Bu çok önemli, çünkü Meksika’daki bir işçi, örneğin ABD’deki 25 avro saat ücretine kıyasla, yalnızca ortalama 2 avroluk saat ücreti alır. Avrupa ile karşılaştırılınca da aynı sonuca varırız. Meksika, Latin Amerika’da ücretlerin en düşük olduğu ülkelerden biri.
Tedarik Zinciri Kanunu da ayrıca işçi haklarının ihlal edilmesi durumunda bir şikayet mekanizmasına sahip.
Bu her şeyden önce yeni bir mücadele aracı, Meksika’daki işçiler için sendika özgürlüklerini savunmak için yeni bir araç ve Almanya’daki şirketlere Meksika yasalarına uymaları için baskı yapmak için ihtiyaç duyduğumuz yöntemleri bulmaya yardımcı olacaktır. Ne yazık ki, Meksika merkezli büyük Alman şirketleri de “koruma sendikaları” ile “koruma sözleşmeleri” imzaladıklarından, Alman şirketleri Meksika’da özellikle yasalara uymuyor. Dolayısıyla bu Tedarik Zinciri Yasası çok önemli çünkü işçilerin “işvereni koruma sendikalarına” karşı harekete geçtiği, o “koruma anlaşmasından” kurtulmak, o “sendikayı” tahtından indirmek için şikayette bulunmamıza fırsat veriyor. Ülkemizde işçiler lehine iş alanındaki değişiklikler açısından Tedarik Zinciri Yasası ve şikayet mekanizmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.
İşveren dostu sendikacılığı yendik
Geçenlerde General Motors’da ilk kez demokratik bir sendika seçimi yapıldı, büyük bir başarı elde ettiniz. Bağımsız bir sendika, işçilerden güçlü destek aldı. Bu başarı gelecekte tüm Meksikalı işçileri nasıl etkileyecek?
Bunun bir sır olduğunu düşünmüyorum. Aslında biz işçiler, haklarımız için ancak örgütlü ve birlikte mücadele edebileceğimiz konusunda netiz. Bu her zaman böyle olmuştur ve biz işçiler olarak bir şeyi başardığımızda, bunu her zaman ortak mücadelelerde, ortak hedefler için koordinasyonla başardık ve bu Silao’daki General Motors olayının da ekseniydi. İşçiler, sahip oldukları “işvereni koruma sendikasının” kendi ihtiyaçlarına ve çıkarlarına hizmet etmediği konusunda çok nettiler, bu sendikaların yaptığının onların savunuculuğu olmadığı ve onların ihtiyaçları, hakları için gerçekten mücadele eden bir sendikaya sahip olmanın gerekli olduğu konusunda çok açıklardı: Kendi seçtikleri, kendi temel haklarını talep etmek için gerekli alanı ve ortak sesi yaratması gereken bir sendika temsilciliği.
GM işçileri, 1 ve 2 Şubat’ta oyların yüzde 76’sından fazlasını alarak başarılı oldukları yeni bir sendika için oylama yapabilmek amacıyla yaklaşık üç yıl boyunca zemin çalışması yaptılar.
Ancak GM mücadelesinin bir diğer büyük gücü Meksika, Kanada, ABD, Brezilya, Arjantin gibi diğer ülkelerdeki GM işçilerinin, değişimi başarmak için ortak mücadelesi. Bu kardeşliği ve mücadeleyi inşa etmek için bu ülkelerdeki ve diğer ülkelerdeki sendikalar ve INDUSTRIALL Küresel Sendikası gibi çeşitli uluslararası örgütlerle bir dayanışma ağı kuruldu. Bu, GM’nin ABD merkezindeki, kurumsal sorunlu noktalarında yasalara uyması ve işçilerinin oy kullanmasına izin vermesi için baskı yapmasına yardımcı olan bir güçtü. GM’deki işçilerin kazanmayı başarmasının gerçek nedeninin bu olduğuna inanıyorum.
Biz dünya emekçilerinin haklarımız için bir araya gelmemizin, bu büyük dayanışma ve karşılıklı destek ağlarını inşa etmemizin, birlikte yürümemizin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Onlar, büyük ulus ötesi şirketler sadece kâr görüyorlar, bizim işyerlerimizi yok etme pahasına her zaman daha fazla kâr istiyorlar. Dolayısıyla hepimizin dayanışma içinde olmamız, omuz omuza yürümemiz gerektiğine inanıyorum: Sendikal mücadelenin ve dayanışmanın gerçek amacı budur ve sendikal mücadele buna yönelik olmalıdır. Türkiye’deki işçilere sıcak selamlarımı gönderiyorum ve umarım birlikte bu destek ağını oluşturabiliriz.
(Çeviren: Semra Çelik)
Burhan Perişan- Evrensel / 18.03.22