Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL), asgari ücrete yapılan sefalet zammına ilişkin yazılı açıklama yaptı. “Sefalet dayatmasına boyun eğme! İnsanca yaşanabilir zam yoksa, üretim de yok!” başlıklı açıklamanın tamamı şu şekilde:
“2025 yılının asgari ücret görüşmeleri bir kez daha tiyatro ile sonuçlandı. Asgari ücret 22 bin 104 TL olarak belirlendi. Açıklanan ücret ile işçi ve emekçiler bir kez daha sefalete mahkûm edildi. Yıllardır uygulanan ekonomik ve sosyal yıkım saldırılarının bir sonucu olarak işçi ve emekçilerin büyük bir çoğunluğu açlık sınırında bir yaşam sürdürüyor. Dayatılan sefalet koşullarının bir yansıması olan asgari ücret düzeyi milyonların yaşam koşullarını belirliyor. Fabrikalarda yapılacak zamlar belirlenen asgari ücrete göre yapılıyor. Açıklanan zam oranı sermayedarların bir dediğini iki etmeyen Saray iktidarının yoksulluk ve sefaleti pekiştirmek istemesinin yeni bir göstergesi oldu.
Verilen zam oranı %30, yıllık enflasyon ise %44 olarak açıklandı. “İşçimizi enflasyona ezdirmedik” diyenler resmen bizlerle alay ediyorlar. Açlık, yoksulluk ve sefalet içerisinde yaşamamızı istiyorlar. Onlar kendi lüks yaşamlarından vazgeçmemek için bu ücreti bizlere reva görüyor. Ekonomik krizin tüm faturası bizlere kesiliyor. Asgari ücretin açıklanmasıyla birlikte zam yağmuru başladı. Temel tüketim ürünlerine ve vergi oranlarına zamlar geldi. Asgari ücrete yapılan zam daha ceplere girmeden yok oldu.
Asgari ücretin açıklanmasıyla tüm fabrikalarda biz işçi ve emekçilerin patronun yapacağı zam oranlarını bekliyoruz. İktidar bizlere sefaleti dayattı. Patronlar da sefaleti dayatmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Günümüzün büyük bir kısmı çalışma alanlarımızda geçiriyoruz. Patronun serveti büyüyor. Ama bizlerin kazancı her geçen gün küçülüyor. Hakkımız olanı alamıyoruz. Hakkımız olanı istediğimiz de ise bizlere kapı gösteriliyor. Her türlü baskı, mobbing ile karşı karşıya kalıyoruz. Yaşadığımız sorunlar karşısında bireysel arayışlara giriyoruz. Günümüzü kurtarmak üzere hareket ediyoruz. Yapmamız gereken günümüzü kurtarmak değil, geleceğimizi kazanmaktır.
Hakkımız olanı almak için yanı başımızda, ailemizden daha çok vakit geçirdiğimiz arkadaşlarımız ile ortak hareket etmeliyiz. Patronun ve onun yönetiminin karşısına örgütlü olarak çıkmak zorundayız. Bunun yolu da komitelerimizi kurmaktan ve sağlam birliktelikler oluşturmaktan geçiyor. Patronların dayatacağı sefalet ücretine karşı, hakkımız olan zam için üretimden gelen gücümüzü kullanarak şalterleri indirmeliyiz. Sefalet dayatmasına karşı boyun eğmemeliyiz. Çalışma ve yaşam koşullarımızı düzeltmek için insanca yaşam mücadelesine sende omuz vermelisin. Haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmanın yegâne yolu bu mücadeleyi büyütmekten geçiyor.”