İstanbul Esenyurt bölgesinde bulunan Pressan Madeni Eşya San. Ve Ticaret A.Ş. fabrikasında bir süredir sendikamız örgütlenme çalışmaları yürütüyor. Örgütlenme çalışmalarımız sırasında fabrikada işçiler adına temsilcilik görevini üstlenmiş, fabrikada yaşanan sorunlar ile ilgili fabrika yönetimi ile defalarca görüşme yapmış olan iki sendika üyemiz 19 Mayıs günü işten çıkartılmıştır. Anayasal ve yasal haklarını kullanan sendika üyelerimize yönelik haksız, hukuksuz uygulamaya karşı üyelerimiz sendikal haklarına sahip çıkmış, 23 Mayıs itibariyle fabrika önünde direnişe geçmiştir.
Sendika üyelerimiz ile birlikte direnişimiz 9. gününü geride bırakıyor. Patron örgütü MESS (Metal Sanayicileri Sendikası) üyesi olan bir fabrikada yaşanan hukuksuzluktan Pressan yönetimi kadar MESS yönetimi de sorumludur. MESS çatısı altında bulunan bir fabrikada sendikal örgütlenme çalışmalarına olan tahammülsüzlük ve sessizlik ise şaşırtıcı değildir. Zira, uzun yıllardır ülkenin en büyük metal ve otomotiv fabrikalarında çalışan işçileri kölelik koşullarına, düşük ücretlere mahkum eden örgütün kendisi yine MESS’tir.
MESS, kuruluşuna dair yaptığı bilgilendirmede, amacını “ "Metal İşkolu"nda faaliyet gösteren işverenleri sendika çatısı altında toplayarak; üyelerini temsil etmek, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, mevzuat çerçevesinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak, geliştirmek, aralarında karşılıklı yardımlaşmalarını sağlamak, kurulmuş veya kurulacak olan sanayinin daha verimli ve ahenkli çalışması için işkolunda adil bir ücret sisteminin kurulmasına ve daha iyi bir çalışma ortamının gerçekleşmesine yardımcı olmak, işçilere sürekli ve uzun vadeli refah ve sosyal güvence sağlayabilmek için ülke ekonomisini güçlendirici çalışmalar yapmak ve bu doğrultuda toplu iş sözleşmesi akdetmek, çalışma barışını kurmak, devam ettirmek ve bu amaçla Türkiye çapında faaliyette bulunmaktır.” diye açıklıyor. Patronlar açısından “imrenilecek” bir birlikteliğe imza atan MESS, söz konusu işçiler olduğunda, işçi sendikaları olduğunda ne yasa, ne hukuk ne de uluslar arası sözleşme tanıyor. Patronların temsiliyeti ve çıkarları gözetilirken, işçilere vaat edilen “adil bir ücret sistemi, daha iyi bir çalışma ortamı, sürekli ve uzun vadeli refah ve sosyal güvence” ise paragraf arasında sıkışmış bir cümleden, bir hayalden öteye geçmemektedir. MESS kapsamındaki fabrikalarda çalışan işçilerin kölece çalışma koşullarını iliklerine kadar yaşayan işçiler bilir. Uzlaşmacı-ihanetçi anlayışlara sahip sarı işçi sendikaları da olsa, MESS kapsamında olan işyerlerinin büyük kısmı sendikalıdır. Pressan fabrikasında çalışan işçiler ise sendikalı olma hakkından dahi mahrumdur. Ağır çalışma koşulları, 8-9 yıllık kıdemi olan işçilere asgari ücret düzeyinde dayatılan düşük ücretler ile Pressan patronu servetine servet katarken, işçilere ise sefalet içinde bir hayat reva görülüyor. Sendika üyesi olan işçilere yönelik haksız, hukuksuz uygulamalara başvurulması kabul edilemez.
Bu düzene dur diyoruz, örgütlenmeye çağırıyoruz.
2015 yılında metal ve otomotiv işçilerinin onurlu direnişi sırasında kurulan sendikamız, “Metal işçisi bundan sonra sendikasıyla güçlü ve güvende olacak. Burada bütün metal işçisi kardeşlerimizi çatımız altında buluşmaya, birlikte tıpkı Mayıs ayında yaptığımız gibi, güzel ve mutlu günlere, omuz omuza yürümeye çağırıyoruz.” demişti. Metal Fırtına direnişinin 7. yıldönümüne girerken, direnişin yeni adresi Pressan Fabrikası olmuştur.
9 günlük direnişimiz sırasında Pressan patronunun karalama kampanyalarına, işçileri birbirine kırdırma girişimlerine rağmen sendikal örgütlenme mücadelemiz ve direnişimiz tüm kararlılığı ve coşkusu ile sürüyor. Direnişimizden korkan Pressan patronu, şimdiden kırıntı düzeyinde de olsa işçi ücretlerinde iyileştirmeler yapacağının sözünü vermiştir. Ancak bilinmelidir ki, Pressan işçileri kırıntı değil, insanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyor. Ücret iyileştirmesinin tüm işçilere yapılmasını istiyor.
Mücadelemiz sürüyor, sürecek…
Pressan fabrikasının içinde ve dışında haklı ve onurlu bir mücadele vardır. Pressan işçilerinin, insanca çalışma ve yaşama koşullarına kavuşacağına olan inancı, özlemi vardır. Tüm işçi, emekçileri, basın emekçilerini, demokratik kitle örgütlerini ve emekten yana kamuoyunu mücadelemize omuz vermeye, dayanışmaya, destek olmaya çağırıyoruz. Haklı taleplerimizi savunmaya, sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Taleplerimiz açık ve nettir:
- Atılan işçiler işe geri alınsın!
- Baskı ve mobbing son bulsun!
- Düşük ücret dayatması son bulsun!
- Sendikal örgütlenme önündeki tüm engeller kaldırılsın!
Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) Yönetim Kurulu
31 Mayıs 2022