SES üyesi sağlık emekçileri “Yenidoğan Çetesi”ne karşı tüm illerde düzenlediği eylemlerde sağlıkta özelleştirme politikalarına tepki gösterdi.
Pek çok ilde hastaneler, müdürlükler, iş yerleri önünde yapılan basın açıklamalarına emek ve demokrasi güçleri de katılım sağladı.
Eylemlerde “Sağlıkta ticaret ölüm demektir!” yazılı ortak pankart açıldı ve ortak açıklama okundu. Açıklamada AKP’nin “Sağlıkta Dönüşüm Programı” teşhir edildi. Koruyucu sağlık sisteminin öncelenmesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamaya şöyle devam edildi:
“İktidarlar birinci basamağa yönelik eleştirileri görmezden gelerek ve gerekli yatırımları yapmayarak birinci basamağı çalışamaz hale getirmişlerdir. Yaşanan sorunlardan kaynaklı olarak biriken eleştiri ve öfkeyi AKP iktidarı “aile hekimliği ile herkesin hekimini seçmesini sağlayacağım ve tüm sorunları çözeceğim” söylemi ile arkasına alarak aile hekimliği sistemine geçmiştir. Toplum odaklı ve bölge tabanlı olmayan aile hekimliği sistemi tedavi merkezli ve bireyselleşen tıp anlayışının bir uygulaması olarak hayata geçirildi. Koruyucu sağlık hizmetleri tamamen rafa kaldırıldı ve tedavi edici hizmetlerin bir parçasına dönüştürüldü. Ekip dağıtıldı, koruyucu hizmetler parçalandı. Birinci basamakta verilen hizmetler polikliniğe daraltıldı, kişisel koruyucu hizmetle sınırlı tutuldu. Aile hekimliği hizmet verdiği nüfus ve bölgenin özelliklerine tamamen yabancılaştı, sosyal rolü ön planda olan birinci basamak sağlık hizmetleri tedavi merkezli hale geldi. Küçük hastanelere dönüştürüldü.”
Özel sağlık sektöründe patlamaya değinilen açıklamada “Sağlık bir kamu hizmetidir, kamu hizmeti kadrolu çalışanlar eliyle yürütülür, kamu hizmetlerinin nitelikli ve sürekliliği için bu bir zorunluluktur” vurgusu yapıldı.
Açıklamaya şöyle devam edildi:
“Sağlıkta dönüşümün ana aktörleri olan DSÖ, DTÖ, DB, Sağlık Bakanlıkları vb. kurumlar toplum kırımından sorumludur. Sahte başarı öyküleri ile her biri bir rakama indirgenmiş insan yaşamlarının hesabını vermekten kaçamayacaklar.
Sonuç olarak sizin yap-boza dönüştürdüğünüz sağlık sisteminin toplum sağlığına yararı olmadığı açıktır. Salgın ve sonrasında deprem bunu daha görünür kılmıştır. “Sağlıkta devrim” diye allayıp pulladığınız “sağlıkta dönüşüm” programınız çökmüştür. Bizler başka bir sağlık mümkündür ve zorunludur diyoruz;
Rant ve kâr amaçlı değil, sağlık emekçisi ve başvurucular arasına para ilişkisinin giremediği, koruyucu hizmetlerin öncelendiği toplum için sağlık,
Pıtrak gibi çoğalan özel sağlık kurumlarına değil kamu sağlık kurumlarına yatırım,
Sağlık hizmetlerinin demokratikleşmesi,
Bireysel ve tedavi merkezli değil, toplum ve bölge tabanlı koruyucu sağlık,
Taşeron, sözleşmeli, 4/B,4/C,4/D, 3+1 değil tek ve kadrolu çalışma,
Performans değil, emekliliğimize yansıyacak temel ücret ve ücretlerimizde artış,
Devasa şehir hastaneleri değil topluma yayılmış, ulaşılabilir sağlık kurumları,
Ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir ve anadilinde sağlık hizmeti demeye devam edeceğiz.”