Gazeteci örgütleri, 17 Şubat akşamı İstanbul Kadıköy’de arkadaşlarıyla kar topu oynarken bir esnaf tarafından bıçaklanarak katledilen Nuh Köklü’nün ölümüne ilişkin yazılı açıklamalar yaptı.
Köklü’nün katledilmesini ‘nefret cinayeti’ olarak adlandıran gazeteci örgütleri, AKP’nin daimi şefi Erdoğan’ın ‘Benim esnafım aynı zamanda polistir’ açıklamalarını hatırlattılar.
TGS: Kalemini satmadan çalıştı
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) yaptığı yazılı açıklamada Nuh Köklü cinayetini kınayarak “Nuh Köklü’yü medya çalışanlarının emek mücadelesinde yaşatacağız” dedi.
Nuh Köklü’nün ana-akım medya kuruluşlarında uzun yıllar kalemini ve kişiliğini satmadan çalıştığı, her zaman sendikal mücadelenin içinde olduğu ve onurlu duruşundan işsiz kalma pahasına vazgeçmediği vurgulanan açıklamada Köklü’nün Sabah-ATV grevi sürecinde mücadelenin ön saflarında yer aldığı hatırlatıldı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Sonraki yıllarda çalıştığı diğer medya kuruluşlarında da meslektaşlarını sendika ile buluşturmaya devam etti. Hunharca öldürülene kadar TGS çatısı altında işsiz gazetecilerin sorunlarını çözmek için uğraştı. Kişilere küstü ama örgütlü mücadeleye asla küsmedi. Hep sendikası ile birlikte hareket etti.
Acımız tarifsiz. Sadece bir üyemizi değil bir mesai arkadaşımızı, bir dostumuzu, bir kardeşimizi kaybettik.
Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak Nuh Köklü’yü aramızdan alan katil Serkan A.’nın en ağır cezaya çarptırılması için elimizden geleni yapacağımızı ve sürecin takipçisi olacağımızı ilan ediyoruz.
Nuh Köklü’yü medya çalışanlarının emek mücadelesinde yaşatacağız.”
TGC: Köklü’nün ölümü nefret cinayetidir
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu ise yaptığı açıklamada, Nuh Köklü’nün öldürülmesinin, halkı birbirine düşman etmeye yönelik “Benim esnafım aynı zamanda polistir” söyleminin yarattığı en kötü sonuçlardan biri olduğunun altını çizerek Köklü’nün katledilmesinin nefret cinayeti olduğunu dile getirdi.
TGC açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Bu vahim olay siyasetçilerin ‘Benim esnafım aynı zamanda polistir’ açıklamalarının varacağı sonuçların en kötü örneğidir. Nuh Köklü cinayeti, bir nefret cinayetidir. Siyasetçileri halkı birbirine düşman etmeye yönelik açıklamalardan vazgeçmeye, sorumlu davranmaya, demokrasiyi geliştirmeye, barışı ve kardeşliği sağlayacak adımlar atmaya davet ediyoruz.”
ÇGD: Nuh’un ölümü münferit değil
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) tarafından yapılan açıklamada, gazeteci Nuh Köklü'nün katilinin cezalandırılması ve İç Güvenlik Yasa Tasarısı'nın geri çekilmesi talep edildi.
ÇGD’nin açıklaması şöyle:
“Gazeteci Nuh Köklü, akıl almaz ve açıklanamaz bir cinayetle öldürüldü. Kameraman Yılmaz Koçyılmaz, polisin keyfi kelepçe ısrarı nedeniyle öldürüldü. Yaşadığımız ülke üniversite öğrencisi kadınların benzin dökülerek yakıldığı, insanların kartopu oynarken bıçaklandığı, polisin kelepçe takarken ölüme sebebiyet verdiği bir yer haline geldi. Hiçbiri münferit olmayan bu olaylar şiddetin toplumsal yaşamın mayası haline getirildiğini gösteriyor. Bu ülkede kadın olmak veya kartopu oynamak öldürülmemize neden olabiliyor. Tüm bunlar, iktidar tarafından yaratılan nefret toplumunun korkunç sonuçlarıdır ve arkasında Berkin Elvan’ın acılı annesinin miting meydanlarında yuhalatılması, Soma’da maden işçilerinin tekmelenmesi, iktidar tarafından kadınlığın sürekli aşağılanması, küçücük çocuklara terörist denmesi, esnafın polis ilan edilmesi, hakaret etmenin yönetim anlayışı haline getirilmesi vardır. Bunların arkasında Erdoğan’ın ve AKP’nin diktatöryası uğruna yaratılmış bir ülke vardır.
AKP iktidarı önümüzdeki dönemde, kendisine tek tehdit ve alternatif olarak gördüğü sokak hareketini bastırmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırlanıyor. Kendi dışındaki medyayı hem sermaye hem de mahkeme yoluyla abluka altına alan AKP iktidarı bir yandan da kendi seviyesiz ve saldırgan medyasını yaratıyor.
Hal böyleyken polis devleti uygulamalarını iyice yerleştirmek için hazırlanan İç Güvenlik Paketi, tüm toplum tarafından mücadele edilmesi gereken faşizmin yasalaşması ve nüveleri görünen olası bir iç savaşın hukukunu yaratmak istenmesidir. Bu, Yılmaz Koçyılmaz’ın ölümüne sebep olan olay ve kişilerin artırılarak hukuk içine sokulması çabasıdır. Böyle oldukça, AKP iktidarı döneminde yüzde bin 400 artan kadın cinayetleri daha da artacak, insanların kartopu oynarken veya kelepçe takılabilmesi için öldürülmesi normalleşecektir.
Meclis’te milletvekillerinin çekiçlerle saldırıya uğramasına bile neden olan bu paket bir an önce geri çekilmeli, gerçek adaletin tesis edilmesi ve demokratik hakların genişletilmesi sağlanmalı, Yılmaz Koçyılmaz, Özgecan Aslan ve Nuh Köklü’nün katillerinin cezalandırılarak benzeri yeni cinayetlerin yaşanmaması için tüm tedbirler alınmalıdır.”