Sağlık emek-meslek örgütleri, 14 Mart Tıp Haftası kapsamında sorunlarını ve taleplerini iletmek üzere Sağlık Bakanlığı önündeydi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Ankara Tabip Odası (ATO), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Merkezi ve Ankara Şubesi, Ankara Dişhekimleri Odası, Devrimci Sağlık-İş Sendikası, Türk Hemşireler Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği ile Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği’nin yönetici ve üyelerinin katıldığı basın açıklamasında ilk sözü alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, önerilerini ve taleplerini iletmek üzere Sağlık Bakanlığı’ndan bugüne kadar istedikleri randevulara hiçbir olumlu dönüş alamadıklarını, bu yüzden bu basın açıklaması ile seslerini duyurmaya geldiklerini söyleyerek konuşmasına başladı.
Sağlık emek-meslek örgütleri olarak hem toplum sağlığı için hem de sağlık çalışanlarının sağlığı için mücadele ettiklerini ifade eden Korur Fincancı, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile vazgeçilmeye başlanan koruyucu sağlık hizmetlerine dönük yatırımların ne kadar hayati önemde olduğunun bir kez daha görüldüğünü kaydetti.
İhtiyaç yeni bir sağlık politikası
Halkın ve alanda örgütlü sağlık emek-meslek örgütlerinin tüm karar alma süreçlerine etkin katıldığı yeni bir sağlık ve sosyal hizmet politikasına ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Korur Fincancı, Sağlık Bakanlığı’ndan istedikleri acil taleplerini şöyle sıraladı:
-Covid-19 meslek hastalığıdır, önerdiğimiz yasa tasarısı kabul edilsin.
-Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın.
-Şiddetsiz bir sağlık ortamında çalışabilmek için yeni ve etkili “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkarılsın, mobbing ve baskılar son bulsun.
-Emekliliğimize de yansıyacak temel ücret ile ekonomik ve özlük haklarımız iyileştirilsin, performans, ek ödeme değil, yoksulluk sınırı üzerinde, emekliliğe yansıyan temel ücret verilsin.
-3600/7200 ek göstergeler sağlansın.
-Özgür ve bilimsel çalışma ortamı için meslek örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin.
-Liyakatsiz atamalara, tip sözleşme dayatmalarına, tıp ve sağlık bilimleri eğitimlerini niteliksizleştiren, altyapısı uygun olmayan tıp fakültelerinin, eczacılık fakültelerinin, diş hekimliği fakültelerinin, hemşirelik fakültelerinin, sağlık bilimleri fakültelerinin ve sağlık meslek yüksekokullarının açılmalarına son verilsin.
-OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdamı yapılsın.
-Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın.
-Sağlık hizmeti için ödediğimiz vergiler yeter. Katkı katılım payları ve ilave ücretler kaldırılsın.
-Sağlık ve sosyal hizmetlerin planlanmasından sunulmasına kadar emekçiler örgütleri aracılığıyla, halk da merkezde siyasi partiler, yerellerde ise yerel yönetimler, muhtarlıklar, örgütlü yapılar ve siyasi partiler eliyle süreçlere dahil olsun.
-Özel hastanelere verilen her türlü teşvik kaldırılmalıdır. Özel hastaneler ile SGK anlaşma yapmamalıdır. Özel hastanelere aktarılan teşvik ve bütçen kamu sağlık kurumlarına aktarılmalıdır.
-Kamu sağlık kurumları daha demokratik bir yapıya kavuşturulmalıdır. Kamu sağlık kurumlarında idareci belirlenmeleri kriterlere uyanlar arasında o kurumlarda çalışan kişilerce seçim yöntemi ile olmalıdır.
-Sağlık hizmetleri ağır ve tehlikeli işler kapsamında olduğundan, fiili hizmet süresi (yıpranma payı) yıllık 90 gün üzerinden tam olarak ödenmeli ve sağlık hizmetlerinde çalışan tüm emekçilere ayrımsız olarak uygulanmalıdır. Fiili hizmet zammı sağlansın.
SES Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım da açıklamanın ardından söz alarak bu talepleri Sağlık Bakanı’nın yüzüne söylemek istediklerini belirtti. Yıldırım, “Biz sağlık emek-meslek örgütleri olarak alandaki bütün sorunları hem sağlık emekçileriyle hem de toplumla tekrar tekrar paylaşmaya devam edeceğiz” diye konuştu.