TÜİK her ayın 16-17’sinde üç ay öncesinin işgücü istatistiklerini açıklıyor. Ocak 2019’un verilerine göre açıklanan %14,7 işsizlik oranı, 1988’den bu yana en yüksek işsizlik oranlarından. (2008 krizi sonucu olan Şubat 2009 işsizlik oranı 14,8 idi). İşsizliğin en fazla vurduğu kesim ise gençler oldu. Genç işsizlik yüzde 26,7’ye yükseldi. Genç nüfusta işsizlik 6,8 puan arttı. Ne okuyan ne de çalışan gençlerin oranı ise yüzde 23,1’den yüzde 25,5’e çıktı.
İşsizlik oranı toplam nüfus içinde işsiz olanları göstermiyor. Bu kategoriye girmeniz için bile kriterleri var istatistik kurumunun. Yani %10 işsizlik oranı geri kalan kısmının çalıştığını anlatmıyor. İşsizlik verileri çalışma yaşına gelmişler içerisinden belirleniyor. Yasal olarak çalışma yaşı 15’tir. TÜİK bunu “Hanehalkı İşgücü Anketi” ile belirliyor. Doğallığında bir kişinin işsiz olması için çalışmaması gerekiyor, ancak her çalışmayana da işsiz denmiyor. Diyelim ki uzun süredir iş aradınız, bulamadınız ve vazgeçtiniz. Son dört hafta içinde iş aramadıysanız işsiz değilsiniz. Ev kadınları, öğrenciler de bu kategoriye dahil edilmiyor. İşgücüne dahil olmayan kesimde yer alıyor. İşsizlik oranı hesaplanırken, kategoriye giren işsiz sayısının işgücü sayısına bölünmesi ile hesaplanıyor. Çalışma çağındaki nüfusun yüzde kaçının çalıştığı ise istihdam oranları arasında var. Bu oran da giderek düşüyor, Ocak 2019 verisi yüzde 44.5. Bunlar içerisinde amcasının tarlasında, dayısının atölyesinde ücretsiz olarak çalışanlar da var. Bu da demek oluyor ki, 15 yaş üzerinde nüfusun yarısından fazlası çalışmıyor.
Genç işsizliği sorununa dair verilerden biri de, ne eğitimde ne de istihdamda olan gençlerin oranı. Bu, verilerde NEET (Not in education, employment and training) olarak geçiyor. Kapitalizm genç nüfusun iş yaşamına katılımını önemser. Ancak içerisinde bulunduğu kriz ortamında gençlerin iş yaşamına geçişi önünde engeller artar. Gençlerin büyük bir kısmı ne okuyor ne de çalışıyor. OECD’nin hazırladığı raporlarda, ekonomik krizin ardından birçok ülkede bu oranın arttığı ifade ediliyor. 2014 yılından bu yana TÜİK de istatistiklerine bu kısmı ekliyor. Ocak ayında bu oran 15-19 yaş grubu için yüzde 17.3, 20-24 yaş grubu için yüzde 34,4, 25-29 yaş grubunda ise yüzde 36.4’e çıkıyor. Bu oranlarda zorunlu eğitimin, mesleki eğitimin büyük bir payı var. Sınav sisteminde ve eğitim sisteminde yaşanan değişiklikler ile yaş grubu arttıkça, okumayan ve aynı zamanda iş de bulamayan bir kesim artıyor. NEET oranında kadınların hâlâ ev içinde olduğu görülmektedir. Genç kadınlar için NEET oranı 15-19 yaş grubunda %21.1, 20-24 yaş grubunda %44.9, 25-29 yaş grubunda ise %54. Yani kadınların hem çalışma şansı daha az hem de iş bulma oranları daha düşük.
Ortaya çıkan tabloda, günlük çalışan, sigortasız ve güvencesiz part time işlerde çalışanların sayısı yoktur.
Öte yandan cafelerde, market sayımlarında, tekstil atölyelerinde gece gündüz çalışan ama gündelik yaşayan bir kesim de var. Sistematik çalışmadan ve güvenceli bir yaşamdan yoksun oldukları için, bu kesim istatistiklerin dışında kalıyor.
İstatistiklerden yansıyan, gerçekte ise çok daha ağır olan bu tablo, sistemin gençliğe geleceksizlikten başka bir şey sunamadığının resmidir.