AKP’nin öğrenci yerleştirme kaosuna çözümü mesleki eğitimi güçlendirmek

Sistem için açıkta kalan öğrencilerin ne yapacağı önemli değildir. Önemli olan, boş kalan ve tercih edilmeyen meslek liseleri ve imam hatiplerin nasıl doldurulacağıdır.

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 27 Eylül 2018
  • 11:50

LGS’ye bu sene 1 milyondan fazla öğrenci girdi. Adrese dayalı okul yerleştirmesi nedeniyle 3 bin öğrenci açıkta kaldı. MEB genelge yayımladı ancak sorun genelgelerle çözülmedi. LGS’de 4’üncü nakil sonuçlarının açıklanmasının ardından merkezi olarak yapılan nakil dönemi de kapanmış oldu. LGS son nakil uygulamasında açıkta kalan öğrenci sayısı açıklanmadı. Yerleşemeyene adres olarak “komisyonlar” gösterildi. İl ve ilçelerde kurulan bu komisyonların yerleşemeyen öğrenciler için göstereceği adres açık lise olacak. Bu durumda “seçenekler” belli; ya açık lise ya imam hatip ya da meslek liseleri. Tabii bir de parası olana özel okullar var.

Eğitim ve sınav sisteminde yaşanan kaos sonrası Milli Eğitim Bakanı açıklama yaptı. Bakan, LGS’nin değişmeyeceğini ancak yerleştirme kriterlerinin değişeceğini şu sözlerle açıkladı:

“Açıklayacağımız sistemle herkes çok rahat yerleşecek. Coğrafi bilgi sistemiyle derslik durumunu daha net göreceğiz, okullarımız daha rahatlayacak. Akademik olarak baktığınızda problemi bileşenlere ayıracağız. Sınavda sorular soruda bilgi mi lazım çocuğun formül ezberlemesi gerekmiyor, formülü soruda vereceğiz. Mesleki eğitimi güçlendirmeden yükseköğretim talebini düşüremeyiz. Mesleki eğitime dokunmamız lazım. Mesleki eğitim iyileşir, çocuklar orada tatmin olursa sınava ilgi düşer. Sınavın tipini değiştirmeyeceğiz, sadece adını değiştirerek sorunu çözmeye çalışmayacağız. Üç yıllık program sonunda bu konu toplum için net biçimde algılanacak. Aslında reform yapmıyoruz, yaptığımız inşa. Dünya nerede biz neredeyiz, bunu inşa etmemiz lazım.”

Milli Eğitim Bakanı’nın yaptığı açıklama aslında “adrese dayalı yerleştirme”nin amacını da içeriyor. 16 yıllık iktidarı boyunca eğitim politikaları konusunda her dönem başarısız olan AKP eğitim politikalarındaki başarısızlıklarının üzerini sürekli sistem değişikliği yaparak örtmeye çalıştı. 16 yıl içinde 6 farklı Milli Eğitim Bakanı döneminde, sadece ortaöğretime geçiş sisteminde 6 önemli sistem değişikliği yapıldı. Asıl olarak hedeflenenin öğrencilerin çoğunluğunu ya mesleki eğitime ya da imam hatiplere yönlendirmek olduğu açığa çıkıyor. Eğitim sisteminin ve sınav sisteminin nasıl verimli hale geleceği değil, sınava olan ilginin nasıl düşeceği tartışılıyor. Bu yanıyla da hem ideolojik hem de lojistik olarak istenilen kuşak tanımlanmış oluyor.

Sistem için açıkta kalan öğrencilerin ne yapacağı önemli değildir. Önemli olan, boş kalan ve tercih edilmeyen meslek liseleri ve imam hatiplerin nasıl doldurulacağıdır. MEB veliye ve öğrenciye rağmen protokol ve işbirlikleri ile imam hatiplerin ve meslek liselerinin sayısını artırıyor. Tüm bunlara rağmen ilk etapta LGS’ye giren yarım milyon öğrenci tercih hakkını kullanmadı. Yarım milyon öğrenci ve aileleri düşünüldüğünde, bunun sınav ve eğitim sistemine bir tepki olduğu görülecektir.

Tepkinin mahiyeti elbette bilinç ve örgütlü bir tutuma değil, bir nevi çaresizliğe dayanmaktadır. Bu ise eğitim sistemindeki dönüşüm gerçekleştirilse de bunun kolay kolay kabul görmeyeceğinin işaretidir.