Bazı zamanlar televizyon yazısı yazmak çok zor. Gezi olayları sırasında öyle hissetmiştim, şimdi de öyle… Ortalık operasyon, yolsuzluk, soruşturmalarla toz-dumanken oturup program analizi, eleştirisi, değerlendirmesi yapmak ‘meleklerin cinsiyeti’ni tartışan ruhbanın durumuna düşmüşlük hissi veriyor!..
Böyle zamanlarda kendimce bulduğum bir çıkış yolu, sıcak politik gündemde olup bitenlerle televizyon programları arasında bir ‘uyarlanma’ noktası yakalamaya çalışmak oluyor. İsterseniz ‘uyarlanma’yı ‘uydurmasyon’ diye de okuyabilirsiniz!..
Bunu bugün ‘Homeland’ üzerinden yapmaya çalışacağım. Tabii buna imkân açan esin kaynağı mahiyetindeki ‘tvit pası’ndan dolayı değerli dostumuz Timuçin Köprülü’ye teşekkürü unutmadan!..
Hafta başındaki yazımızda dizinin 3’üncü sezon finali üzerine ilk değinileri, yeni sezonun Türkiye’yi mekân tutmasına ilişkin olasılığı gündeme getirerek yaptık. Başkarakterimiz, CIA ajanı Carrie Mathison (Claire Danes) teşkilatın İstanbul’daki istasyon şefliğine atandı! Ortadoğu bundan sonra ondan sorulacak!..
O yazıda dizinin bu sezon bazı hayal kırıklıkları yarattığını da belirttim. Tema ve karakter çeşitliliği çok azaldı. Olağanüstü ve göz kamaştırıcı bir performansla (ki bununla Emmy’de ödül almasından çok almaması sürpriz!) sezonu adeta tek başına götüren Claire Danes için takdirden başka söylenecek söz yok tabii. Ama dizinin diğer temel yapı taşı Damian Lewis’in (Nicholas Brody) kaybı da az-buz bir eksiklik değil.
Amerikan İngilizcesini kusursuz konuşan, Britanya’nın dünyaca en ünlü özel okulu olup bir elit ve bürokrat membaı sayılan Eton College çıkışlı bu sıra dışı oyuncunun bırakacağı boşluk büyük. Zaten Lewis, 3’üncü sezonda da varla yok arası bir noktadaydı. Sezon boyunca en büyük soru(n), Brody’nin ne zaman ortaya çıkacağıydı.
Üçüncü sezon bazı ön rol oyuncularının diziyi sürdürme yolunda anlaşmalarında sorunlar olduğunu da düşündürdü bana. Vaz geçilmez iki oyuncu, Morena Baccarin (Brody’nin eşi Jessica) ve Morgan Saylor (kızı Dana) çok az göründüler ve dizi ile anlaşmalarının sezon sürerken bozulduğunu öğrendik. Onlar olmadan Brody’nin hikâyede korunması da zor. Yine de bir çıkış bulunurdu kuşkusuz, ama Lewis’in de 3’üncü sezon için pek tatminkâr bir el sıkışma yapmamış olduğu kuvvetle muhtemel…
Artık dizi Claire Danes, daha doğrusu Carrie Mathison odaklı devam edecek gibi. Büyük olasılıkla ve dileriz İstanbul’da! Ve de eminiz, bu topraklar şu ara ‘Homeland’i besleyecek kurgusal malzeme açısından da müthiş bereketli.!.. Şöyle ki:
Hatırlayalım, 3’üncü sezon İran’la yasal olmayan şekilde gizli-saklı iş yapan ABD bankalarının incelenen belgeleri sonucu CIA suikastının finansında ‘İran-Banka-ABD’ üçgeninde dönen dolapların deşifresiyle açılmıştı! E, şu ara biz de Türkiye’de ‘İran-Halkbank-ABD’ üçgeninde bir finans dolambacının payı da bulunan bir operasyona tanığız. Dünkü Radikal’de Uğur Gürses’in gayet sarih özetlediği üzere ABD ve AB’nin dünya ölçeğinde İran’a koyduğu ticaret ambargosu bizde ‘altın’la ve ‘Halkbank’la kırılmış. Bu da ABD’yi bayağı rahatsız etmiş. Hatta, yine basına yansıdı, CIA ve MOSSAD ‘Halkbank-İran’ ilişkisine dair raporlarla muhataplarına uyarılarda bulunmuşlar!..
İşte böyle. Buradan ‘Homeland’e iyi ekmek çıkmaz mı, çıkar! Ama tabii ‘Kurtlar Vadisi’nden, ‘Şefkat Tepe’den ona fırsat kalır mı, bilemem!..
Radikal / 20.12.13