Lenin, komünist olmayı bırakmadan nasıl siyaset yapılacağını, kitlelerle günlük olarak nasıl bağlantı kurulacağını ve politikadan daha fazlasını, yani tarihin nasıl yapıldığını örnek bir şekilde gösterdi. Lenin tüm zamanların ve tüm ülkelerin en büyüğü idi, dâhiyane bir devrimci, gerçekçi bir siyasetçisiydi.
(Clara Zetkin'in 26 Ocak 1924'te Moskova'daki Büyük Opera Binası'nda Lenin’in uğurlanmasında yaptığı konuşma... Uluslararası işçi dergisi "Orak-Çekiç’in", Lenin için 3. özel sayısında yayınlanmıştır...)
Yoldaşlar ve kadın yoldaşlar,
Sizlere Alman yoldaşlar adına şunu söylemek istiyorum: Sizin yeri doldurulamaz kaybınız aynı zamanda bizim de yeri doldurulamaz kaybımızdır. Sizin tarifsiz acınız bizim de tarifsiz acımızdır. Sizin kutsal yemininiz, onun ruhuyla çalışmak ve mücadele etmek, onun kendini adadığı büyük eseri korumak ve ileriye taşımak bizim de yeminimizdir. Biz Alman komünistleri ve kapitalizme karşı nefret kıvılcımı taşıyan Almanya proletaryasının bütünü, bu salonda bulunan sizlerle, Moskova'nın fabrika ve sokaklarındaki on binlerle, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ndeki sayıları milyonları aşan işçi ve köylü ile, dünyanın dört bir yanında sayıları milyonları aşan ezilen ve sömürülen ile yasımız ortaktır. Avrupa ve Amerika'nın modern kapitalist işletmelerindeki proleterlerle, Mısır'ın fellahlarıyla, Yakın ve Uzak Doğu’nun halklarıyla da...
Lenin yalnızca marksist ruh ve düşünce ile donanmış değildi, o Marx'ın eserinin gerçekleştireni ve geliştireni idi. Yaşlı ustamızın "Fransa'da İç Savaş" adlı eserinde sadece ima ettiği şeyi Lenin, şaşmaz bir tutarlılık ve berrak açıklıkla geliştirdi ve bütünlüklü bir teori olduğunu kanıtladı. Proletaryanın burjuva devlet aygıtını parçalayıp dağıtması ve kapitalizmi yıkmanın bir aracı olarak siyasi iktidarı sıkıca elinde tutabilmesi için kendi iktidar organlarını yaratması gerektiğinin aydınlatıcı fikrini verdi. Bu kavrayışı, konseylerin ilk önce mücadele organları, sonra da burjuvazinin egemenliğini yıkıp proletaryanın egemenliğini kuracak olan işçilerin, yaratıcı kitlelerin iktidar organları olduğu şeklindeki dahiyane tespitiyle, yani keşfiyle tamamladı diyebiliriz.
Lenin'in açık kavrayışı ve derin inancı, zengin tarihsel ve toplumsal bilgisi, büyük devrimci deneyimi, bağlantıları hızla fark etme ve özünde farklı olanı ayırma yeteneği, uluslararası ortak olanla ulusal olarak özel olana ilişkin keskin duygusu, Almanya Komünist Partisi'nin büyümesi ve gelişmesine değerli katkılarda bulundu. İç ve dış gelişmelerin tüm zorlu süreçlerinde, kapitalizme ve reformizme karşı mücadelenin tüm zor ve tehlikeli anlarında, en sadık danışmanı, en önyargısız ve nesnel hakemi, en güvenilir müttefiki ve lideriydi.
Almanya komünistleri, idealin ihtişamında sınırların kolayca silikleştiği, bakışların düşsel olanın içinde dolaştığı ve sağlam temellere sahip toprağın emin olmayanların tabanları altından kaydığı koşullarda, düşünce alanında, devrimci teori alanında bir usta olan Lenin’in önünde eğilmektedirler. Onun önünde, tarihin sert zemini üzerinde devrimci eylem ustasının, yoğun çelişkilerin bakışları kolayca bulanıklaştırdığı, önemsiz ve küçük olana takılıp yüce ideali unutturduğu, ayakların tökezlediği koşullarda eğilmektedirler. Derin ve kapsamlı incelemesi sonucunda Lenin’de proletaryanın kurtuluşunun proletaryanın gerçekleştireceği devrim ile kendi eseri olacağı sarsılmaz inancı gelişti. En güçlü gerçeklik duygusu ve keskin doğru görüşü ile bu eserin cereyan ettiği verili koşulları kavrıyordu. O bu şekilde ideal ve gerçekleri organik olarak birbirine bağlıyordu. Kararlı ve yolundan son derece emindi.
İlkelere ihaneti tüm siyasetin başlangıcı ve sonu olarak gören, günlük küçük başarılara tapan burjuva ve reformist reel politikacı cücelerin karşısında, o bir dev olarak yükselen bir devrimciydi. Lenin, komünist olmayı bırakmadan nasıl siyaset yapılacağını, kitlelerle günlük olarak nasıl bağlantı kurulacağını ve politikadan daha fazlasını, yani tarihin nasıl yapıldığını örnek bir şekilde gösterdi. Lenin tüm zamanların ve tüm ülkelerin en büyüğü idi, dâhiyane bir devrimci, gerçekçi bir siyasetçisiydi. Ancak o büyük bir devrimci ve lider olabilirdi, çünkü o temiz kalpli, dik duruşlu idi. Lenin en ağır ateş çemberlerinden, büyük zaferlerin zorlu sınavlarından geçerek kendisini kanıtladı.
Lenin her zaman ve her koşulda aynı kaldı. Düşüncesinin ve eyleminin demirden tutarlılığından, devrimin koşullarına ve zaferine olan inancından, proletaryanın, sömürülenlerin ve ezilenlerin davasına olan sınırsız bağlılığından dolayı büyüktü. Doğasının sadeliği ve özgünlüğünde, yaşam tarzının gösterişsizliği ve alçakgönüllülüğünde büyüktü. Tüm küçüklere karşı duyduğu sevgiyle, acı çeken her yabancıya karşı duyduğu derin üzüntü ve yardımseverliği ile, doğayla ve bir bütün olarak dünyayla kurduğu samimi bağla büyüktü. Lenin'in asil insanlığı, onun hayranlık uyandıran, benzersiz devrimci gücü son güçlü köküydü. Bu nedenle, biz Alman komünistleri için o, parlak bir büyük lider ve örnek bir büyük kişiliktir.
Lenin öldü ama ölümsüz eseriyle bizim için yaşamaya devam ediyor. Lenin'in parlak, kehanet dolu bir gözle öngördüğü ve devasa iradesini bilinçli ve son nefesine kadar uyguladığı şey gerçeğe dönüşecektir. Bu gerçeklik, büyüğe ve iyiye layık olacak tek anıttır. Bu gerçeklik için savaşacağız. Bu yeminle bugün Lenin'in tabutu önünde bayrağımızı indiriyoruz. Ölümsüzü böyle onurlandırıyoruz.
Çeviri: Kızıl Bayrak