Aleksandra Mihayilovna Kollontay, bilinen asıl ismi ile Şura Domontoviç, 31 Mart 1872 Sankt-Petersburg (Rusya) doğumludur. Aristokrat kökenli zengin bir ailenin kızı olmasına rağmen onun ilgisini işçi sınıfı, ezilenler, kadın sorunu, devrim mücadelesi çekmiş ve hayatını bu konulara adamıştır. Rusçanın yanı sıra Almanca, Fransızca ve Fince bilen Kollontay, birçok düşünce akımına dair okumalar gerçekleştirmiştir.
Marx ve Engels'in yazılarından etkilenen Kollontay, ve 1893 yılında Zürih'e ekonomi alanında eğitim görmeye gider. Bu dönemde Polonya asıllı Alman komünist Rosa Luxemburg'dan etkilenen Kollontay, Rusya'ya döndüğünde sınıf mücadelesine dair yazılar kaleme almaya başlar.
Aleksandra Kollontay yaşamını insanın insan tarafından sömürüsünün ortadan kaldırılması ve kadınların eşitliği mücadelesine adamış, bu anlamda birçok kitap, makale ve yazı kaleme almıştır. 20 yüzyılda birçok ülkede olduğu gibi 1905 devrimi ile Rusya'da da kadınların vatandaşlık ve oy hakkı, eğitim gibi talepler uğruna artan mücadelelerde öne çıkan burjuva feminizmine karşı ciddi ideolojik tartışmalar yürütmüş, kadının gerçek kurtuluşunun ancak kapitalist sistemin aşılmasında olduğunu savunmuş ve bu alanda da büyük mücadeleler vermiştir. 1908 yılında Almanya'ya sürgüne gitmek zorunda kalana kadar özellikle kadın işçilerin bilinçlendirilmesi ve sosyalist düşüncenin yaygınlaşması için çalışmalar yürütmüştür. 1906-1908 yılları arasında kadın işçilere yönelik büro, dernek ve kulüp gibi zeminler oluşturmaya çalışmıştır.
Kollontay Almanya'ya sürgüne gitmesinden 1917 senesine kadar Belçika, Fransa, İsveç, Danimarka, ABD ve İngiltere gibi ülkelerde sığınmacı olarak yaşamış, bu ülkelerdeki işçi sınıfı partilerinin ve örgütlerinin çağrısı üzerine kadın sorunu üzerinden çeşitli eğitim çalışmaları ve seminerler düzenlemiştir. 1910 yılında II. Enternasyonal’in 8. Kongresi’nde Clara Zetkin’in, 8 Mart’ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak ilan edilmesi fikrini desteklemiştir. 19 Mart 1911’de ise uluslararası olarak kutlanan ilk Dünya Emekçi Kadınlar Günü konuşmasını Frankfurt'ta gerçekleştirmiştir. Sürgün yıllarında etkin bir ajitatör olarak işçi grev ve direnişlerine de destek vermiştir. 1917'de Rusya'ya geri dönmüş ve sosyalist toplumun inşasına büyük emekler hasretmiştir. Hayatındaki en anlamlı anın, Sovyet iktidarının ilan edildiği an olduğunu söylemiştir.
Aleksandra Kollontay, SSCB'nin kurulması ile birlikte dünyanın ilk kadın Büyükelçisi (Norveç Büyükelçisi) olma unvanına da sahip olmuştur. 9 Mart 1952 yılında hayata veda edene kadar SSCB'de birçok görev ve sorumluluklar üstlenmiştir. 1926'dan 1945 yılında kadar Meksika ve Norveç büyükelçilik görevlerini üstlenmiştir. 1945 yılından sonra SSCB Dışişleri Bakanlığı danışmanlığı görevinde bulunmuş ve bu dönemde birçok eser kaleme almıştır.
Kollontay ardında, sosyal yaşamda, aile ve iş yaşamında kadınların yaşadığı sorunlara, kadının özgürleşmesine ilişkin onlarca kitap, belge ve makale yazarak kadının kurtuluşu için (bir kısmı Türkçeye de çevrilen) büyük bir külliyat bırakmıştır. Onun eserleri halen kadın sorununu marksist bir yaklaşımla kavramak isteyenlerin önemli kaynakları arasındadır. Aleksandra Kollontay ölümsüzlüğünün 70. yılında kadının kurtuluşu ve sosyalizm uğruna verilen mücadelede duruşu ve yaşamıyla yol göstermeye devam ediyor...
M. Nevra
Türkçede farklı yayınevlerince yayınlanan kitapları:
- Birçok Hayat Yaşadım (Otobiyografi)
- Toplumsal Gelişmede Kadının Konumu
- Kadınların Özgürlüğü
- Marksizm ve Cinsel Devrim
- İşçi Arıların Aşkı
- Sevgi Yolları
- Komünizm ve Aile
- Kızıl Aşk