Bakırköy’de “Sefalet ücretini kabul etmeyelim” eylemi

Bakırköy’de işçi ve emek örgütlerinin çağrısı ile “Sefalet ücretini kabul etmeyelim! Sömürü, rant, talan savaş, düzenine karşı birleşelim” şiarıyla işçi-emekçi buluşması gerçekleştirildi.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 18 Aralık 2021
  • 17:46

İşçi ve emek örgütleri “İnsanca yaşama yetecek asgari ücret” talebiyle bir süredir çalışmasını yürüttüğü işçi emekçi buluşmasını Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda gerçekleştirdi.

Eyleme katılanlar adına okunan ortak basın açıklamasında “Sefalet ücretini kabul etmeyelim! Sömürü, rant, talan, savaş düzenine karşı birleşelim” denildi. Asgari ücret görüşmelerinde işçilerin temsil edilmediği vurgulanan açıklamada şunlar ifade edildi:

“Komisyon birleşenleri adeta yalan makinası gibi hareket ederek toplumun geniş kesimlerini baskılayarak, gözdağı vererek, algı operasyonları yaparak sefalet ücretini kabullendirmenin zeminlerini oluşturmak için çalışmışlardır”

“Rahat hareket etmelerinin arkasında işçilerin örgütsüzlüğü vardır”

Asgari ücretteki kaybın ve zamların örnekleri ile anlatıldığı açıklama şu şekilde devam etti:

“Toplumun gerçekliklerinden kopuk açıklamaları yapanların tek dertleri sermayenin çıkarları olduğu açıktır. Açlık ve yoksulluğun her geçen gün artığı koşullarda bu kadar rahat hareket etmelerinin arkasında ise sınıfın güçlü örgütlülüklere sahip olmaması yatmaktadır. Hükümet temsilcileri, düzen siyasetinin tüm aktörleri ve TİSK doğrudan sömürücü sınıfın temsilcileridir. Türk-İş bürokratları ise sömürücü sınıfların işçi sınıfı içindeki ajanları ve bir parçasıdır.”

Pandemi koşullarının sermaye ve iktidar için fırsata çevrildiğinin altı çizilen açıklamada şu vurgu yapıldı:

 “Sermaye sahipleri bu saldırıların hayata geçtiği dönemlerde ise devasa büyüme rakamları açıkladılar. Aynı büyüme rakamları ülke ekonomisi için de yapıldı. Tüm bu açıklamalara rağmen işçi ve emekçilere milli gelirden düşen pay ise her geçen gün azaldı”

“Mücadeleyi büyütmenin zamanıdır!”

İşçi-emekçilerin ekonomik krize karşı mücadeleye çağrıldığı açıklamada zamların geldiği boyut şu şekilde aktarıldı:

“Resmi rakamlar gerçekler enflasyonun yaşam şartlarını yanından dahi geçmiyor. Temel tüketim ürünlerine her saat yeni zamlar geliyor. Sene başında ekmek 1,25 TL iken şimdi 3,5 TL’ye çıkmış bulunuyor. Biraz daha ucuz ekmek almak için Halk Ekmek büfeleri önünde oluşan kuyruklar her gün uzuyor. Ayçiçek yağı, peynir, zeytin gibi ürünler toplumun geniş bir kesimi için adeta lüks oldu. Türk lirası 1 yılda döviz karşısında %100 leri aşan değer kaybına uğradı. Dolarla ne işiniz var diyenler ihaleleri dolar kuru üzerinden alırken milyonlara ise ‘şükredin’ diyorlar. Ülke, işçi ve emekçiler için adeta bir cehenneme dönüşmüş durumda. ‘Geçinemiyoruz’, ‘insanca çalışma ve yaşam koşulları istiyoruz’ diyenleri ise polis copu ve keyfi yasaklarla susturmaya çalışıyorlar. Resmi rakamlara göre dahi yoksulluk sınırı altında kalan ücretle yaşamaya mahkûm edilenlerin öfkesinden korkuyorlar. Krizi fırsata çevirenler, servetlerini arttırma derdine düşenler insanlığa açlık, yoksulluk, geleceksizlik, kan ve gözyaşından başka bir şey sunamazlar. Tüm canlı hayatının yıkımı uğruna kârlarını ve düzenlerini korumaya çalışanlara karşı ‘artık yeter’ sesini daha fazla yükseltmenin zamanıdır. ‘Krizi biz yaratmadık bedelini de biz ödemeyeceğiz’ demek için mücadeleyi büyütmenin zamanıdır.”

“Bizi açlığa mahkum edenlerin karşısına bir sınıf olarak çıkmalı”

Grup TİS görüşmelerinin sürdüğü belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Asgari ücretle dayatılan sefaleti kabul etmemek için metal işçilerinin Grup TİS sürecinde taraf olmak tüm işçi ve emekçilerin görevidir. Burada elde edilecek kazanımlar baskı ve sömürü altındaki milyonların kazanımı olacaktır. Yaşadığımız sorunların çözümü bizlere verdiklerine razı olmak değildir. Çözüm; istediğimizi almak için mücadeleyi büyütmektir. Bunun yolu da; işçi ve emekçiler olarak örgütlenmekten, bizleri açlığa, yoksulluğa, geleceksizliğe mahkûm edenlerin karşısına bir sınıf olarak çıkmaktan geçmektedir. Bunun için yapmamız gereken fabrikalarda, sanayi havzalarında, işletmelerde ve hayatın olduğu her yerde, tabandan birliğimizi sağlamak ve en önemli silahımız olan üretimden gelen gücümüzü kullanmaktır. İşçi sınıfının mücadele örgütleri olarak kurulan sendikaları ele geçirmiş ve sermayenin ajanları olarak çalışan bürokratları oturdukları koltuklardan def etmek ve sendikaları gerçek işçi örgütlerine çevirmek için de mücadeleyi büyütmektir. Bizden çaldıklarını almamızın birliğimizi güçlendirmek ve mücadeleyi büyütmekten başka yolu yoktur.”

Açıklamanın ardından yarın İstanbul’da gerçekleştirilecek KESK eylemine katılacaklarını belirten bileşenler “Sokağa, eyleme, özgürleşmeye” dedi.

İmzacı kurumlar şunlar:

“4. Vardiya İşçi Dayanışması, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP), Birleşik İşçi Kurultayı (BİK), Birleşik İşçi Zemini (BİZ), Devrimci Demokratik Sendikal Birlik (DDSB), Devrimci Hareket, Devrimci İşçiler, Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL), Dostluk ve Kültür Derneği (DKDER), Ekmek ve Onur, Emekçi Hareket Partisi (EHP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), İnşaat İşçileri Sendikası (İnşaat-İş), İstanbul KHK'lılar Platformu, İşçi Hareketi Koordinasyonu (İHK), İşçinin Kendi Partisi (İKEP), Kaldıraç, Kırmızı Gazete, Partizan, Proleter Devrimci Duruş (PDD), Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP), Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP), Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası (TEHİS), Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS)”

İmzacı kurumların örgütlediği eyleme Demokratik Emekliler Sendikası, Devrimci Gençlik Birliği, Devrimci Öğrenci Birliği ve KÖZ destek verdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul