15-16 Haziran Direnişi’nin 52. Yıldönümü vesilesiyle sendika ve meslek örgütleri açıklama yayınladı.
TMMOB Makine Mühendisleri Odası: 15-16 Haziran direnişi ve dinmeyen işçi, halk direnişlerini selamlıyoruz
“15-16 Haziran Direnişi ve dinmeyen işçi ve halk direnişlerini selamlıyoruz” denilen açıklamada, şunlar vurgulandı:
"Serbestleştirme-özelleştirmeler, sendikasızlaştırma, esnek-güvencesiz çalışma, kayıt dışı istihdam, kıdem tazminatı ve emeklilik haklarına uzanan uygulamalar, Covid-19 salgını koşullarında daha da ağırlaşan sömürü ve işsizlik-yoksulluk-hayat pahalılığı kıskacı, emekçilerin çalışma ve yaşam haklarını yok edici düzeydedir.
Ancak emekçiler de haklı grevlerle bir direniş geleneği oluşturmuştur. 1961 Saraçhane Mitingi, 1963 Kavel direnişi, 1966 Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası direnişi, 1968 Derby Lastik Fabrikası direnişi, 1970 15-16 Haziran direnişi, 1970’lerin MESS direnişleri, 1989 Bahar Eylemleri, 1991 Büyük Madenci Yürüyüşü, kamu çalışanlarının 1995 yılındaki büyük eylemlilikleri, 1994-1995 direnişleri, 2000’li yıllarda Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Kanunu’na karşı direnişler, Paşabahçe, SEKA, TELEKOM ve diğer özelleştirme karşıtı direnişler, 2010 yılındaki TEKEL direnişi, 1 Mayıs mitingleri, Gezi direnişi ve günümüzdeki sayısız direniş gösteriyor ki emekçilerin mücadelelerinin önünü kesmek mümkün değildir. Ta ki emeğin, bilimin, kamucu politikaların, toplumsal kalkınma ve hakça paylaşımın egemen olacağı yeni bir Türkiye ve dünya kuruluna dek.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak, 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi ile dinmeyen işçi ve halk direnişlerini selamlıyoruz. Ülkemizin bağımsızlık, demokrasi, laiklik, emek ve sosyal mücadele gelenekleri sürecek ve mutlaka galip gelecektir."
Genel-İş: “15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi’ne bugünden bakmak”
DİSK Genel-İş Sendikası ise “15-16 haziran 1970 büyük işçi direnişi’ne bugünden bakmak” yazısını yayınladı. Direnişin tarihsel sürecini anlatan Genel-İş şunları vurguladı:
“Bugün de sendikal örgütlenme önüne engeller konuyor; sendikalaşma, grev, toplu sözleşme gibi temel haklarını kullanmak isteyen işçilere yönelik baskılar artmaya devam ediyor. İşsizlik, yoksulluk, güvencesizlik tırmanırken, insan onuruna yaraşır bir iş ve insanca yaşam koşullarını sağlayabilecek bir ücret için mücadele etmek daha önemli bir hale geliyor. Evrensel değerler olan demokrasi, eşitlik, özgürlük mücadelesini sürdürmek, belediye şirket işçilerinin kadro ve ilave tediye hakkını elde etmek gibi taleplerimizde ısrarcı olmak; işçilerin dayanışma eksenindeki birlik ve kararlılığıyla mümkündür. Geçmişten bugüne “zararlı” görülen ve önüne sürekli barajlar çekilen sendikaların özgürce örgütlenebilmesi, işçilerin, emekçilerin çabası ve direnci ile mümkündür ve işçilerin birliği vahşi kapitalizm koşullarından kurtuluşun da bileti olacaktır.”