Bundan tam 32 yıl önce, 16 Mart 1988’de Kürt halkına karşı gerçekleştirilen büyük bir katliamdır Halepçe. Kimyasal silahlar aracığıyla gerçekleştirilen katliamda resmi olarak 6000, gayri resmi olarak 7000 civarı insanın öldürüldüğü söylenir.
İnsanlar nasıl öldürüldü?
16 Mart sabahı Kürt halkı uyandığında herkes evinde elma kokusu aldı. Koku nereden geliyor diye camdan baktılar ve sonra dışarı çıktılar. Kokunun geldiği tarafa doğru yürümeye başladılar. Zamanla derilerinde sıcaklık hissetmeye başladıkları için kokuya ulaşmayı bir tarafa bırakıp su aramaya yöneldiler. Derileri gittikçe daha fazla yanıyordu. Öyle bir kimyasal silahtı ki bu derilerinin üzerindeki kıyafet duruyor ama kıyafetlerinin altındaki insan derisi adeta yanıyordu. Koşuştular, çırpındılar, debelendiler…
Bağrışlar, çığlıklar içinde öldü hepsi. Kucağında bebeğiyle olan anne de öldü, 8 yaşındaki çocuk da öldü.
Halepçe’de insanlık öldü. Halepçe katliamına dair birçok fotoğraf gördü insanoğlu. Kucağında kundaklı bebek ile taş kesilmiş ana, çocuğun elini sıkı sıkıya tutarak ölen baba, çocukların yan yana yatan bedenleri ve daha bir sürü acı fotoğraf...
Bütün dünya tanıklık etti bu katliama. Emperyalizmin kuklası iktidarların sefil çıkarları uğruna koskoca bir halk öldü 16 Mart günü.
Kapitalist sisteme karşı mücadeleye!
Halepçe’de katledilen Kürt halkının asıl düşmanı bu sistemdir. Dünya üzerindeki bütün halkların düşmanı bu sistemdir, kapitalizmdir.
Kapitalist sistem egemen oldukça ağızdan çıkan bir söz yüzünden çok acılar çekeriz.
Ama örgütlenmiş bir mücadelenin karşısında ne bir ağız ne bir söz ne bir sistem durabilir.
Örgütlenmiş bir mücadelenin karşısında kimse duramaz. Yalnızca Halepçe için değil, Dersim, Roboski, Şırnak ve yapılan bütün katliamların hesabını sormak için kapitalizme karşı örgütlü mücadeleye!
Kızıl Bayrak okuru bir liseli