Devrim ve sosyalizm partisinin değerli temsilcisi, doğal önderi Sinan yoldaşı 2 yıl önce yitirdik. İki yıldır onun yokluğunu ve burukluğunu yaşıyoruz. O sadece partimiz için değil, aynı zamanda tüm devrimciler için büyük bir kayıptı.
Sinan yoldaş enternasyonal bir komünistti. Hayatını yarım asırdır kesintisiz olarak devrim ve sosyalizmin davasına adamış ender devrimcilerden biriydi. Yıllardır ülkemizde ve dünyada gericilik kol gezerken, Sinan yoldaş devrim ve sosyalizm için ısrarla çevresine ve bizlere moral aşılardı.
Sinan yoldaşta her devrimcinin öğreneceği çok şey vardı. Onun bizlere bıraktığı deneyim ve birikimlerden öğrenebilmeliyiz. Ancak bu şekilde onun mirasını yeni kuşaklara taşıyabiliriz. Partimizin tanımladığı zor dönemin devrimciliği tam da Sinan yoldaş gibileri anlatıyordu. Hala da zorlu bir dönemdeyiz ve bu süreci, Sinan yoldaş gibi kadrolarla aşacağız.
Sinan yoldaş partisine ve devrimcilere ufuk açan, yol gösteren, umut veren, önder bir komünisti. Sadece devrim ve sosyalizm davasına bağlılıkla yetinmeyip, gittiği her yerde devrimcilere ve emekçilere umut aşılardı. Devrimci çevrelere karşı çok hassastı. Hiç ayrım gözetmeksizin 71 devrimci hareketinden büyük saygıyla söz ederdi. Bu değerleri partimizin değerleri olarak görür, kucaklayıcı bir bakış açısıyla ele alırdı.
Partimizin sınıf çalışmasında kat ettiği mesafe onun büyük moral kaynağıydı. Greif işgalinin ve Metal Fırtınası’nın partimizin artık sınıf zeminine oturduğunu gösterdiğini hatırlatır, daha büyük fırtınaların geleceğini ve bunlara hazırlık yapmamız gerektiğini hep vurgulardı. Bundan dolayı parti örgütünde aksayan yanlara hiç takılmazdı. “Ben bir dava adamıyım, önemli olan dava ve parti çizgisidir” derdi ve ayrıntılara takılmazdı. Siyasal ve örgütsel her alanda bir sıra neferi olarak hareket eden Sinan yoldaş, aynı zamanda partinin ve yoldaşların doğal bir önderiydi. O bu özellikleriyle, seçkin bir komünist olarak hep mücadelemizde yaşayacaktır.
Sinan yoldaşın en büyük üstünlükleri kapsayıcı, birleştirici, ilkeli duruşu ve yaratıcılığıydı. Sinan yoldaşın en güzel özelliklerinden biri de çok esprili olmasıydı. Onun güzel esprilerini hiç unutmayacağız. Defalarca rüyalarımıza o esprilerle giriyor ve bizi halen de güldürmeyi başarabiliyor.
Bizden ayrılalı iki yıl oldu ama davası hep ilerleyecektir. Türkiye işçi sınıfının kurtuluş davası, zorlu ve sancılı da olsa hep ilerleyecektir. O maya artık tutmuştur. Artık hiçbir güç, hiçbir baskı, zorbalık ve terör bu davayı bu topraklardan söküp atamaz. Dünyada sömürü, baskı ve savaşların, pandemi gibi ağır durumların kol gezdiği bu süreçte devrimci olanaklar giderek büyümektedir. Burjuvazinin dayattığı gerici atmosfere rağmen, dünya çapında müthiş hoşnutsuzluklar birikmekte, durmaksızın kitle hareketleri patlak vermektedir. Hala da sürmekte olan gericilik döneminden, tüm bunlar sayesinde bir çıkış yolu mutlaka bulunacaktır.
Sevgili Karadayı, bu topraklar seni asla unutmayacak. Bize gösterdiğin yolda yürüyeceğiz. İdeallerimizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Seni yarım asırlık çınarımız olarak hep kavgamızda yaşatacağız. Andolsun, senin taşıdığın kızıl bayrağı hep yükseklerde tutacağız.
Hoşça kal Sinan yoldaş, hoşça kal Karadayı, seni asla unutmayacağız. Davan davamızdır.
Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmezdir!
Cenevre’den bir yoldaşı