Dünya, Türkiye ve sol hareket

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 07 Eylül 2015
  • 22:13

SUNUŞ

2003 yılı Temmuz sonunda verilmiş bir konferansın elden geçirilmiş ve işlenmiş kayıtlarından oluşan Dünya, Türki­ye ve Sol Hareket, daha önce aynı başlık altında Kızıl Bayrak’ta 7 bölüm ve bir ek bölüm halinde yayınlanmıştı. Ko­nuların iç bütünlüğü gözetilerek kitapta bazı bölümler yeni­den düzenlendi. Bu arada daha önce Kızıl Bayrak’ta ya­yınlanmış bir değerlendirmeye de ayrıca yer verildi (kitapta 7. bölüm).

Sözkonusu konferans, Irak’a açılmış savaş üzerinden Or­tadoğu’ya yapılmış emperyalist müdahalenin ortaya çıkar­dığı bir dizi sorunu ele almayı amaçlıyordu ve esasını da bu konular oluşturmaktadır. 1. bölüm daha genel bir içeriğe sahip ve bu çerçevede daha çok bir “giriş” olarak okuna­bilir. “Sol Hareket” başlıklı son iki bölüm ise kitabın ge­riye kalanından tümüyle ayrı bir içerik taşıyor ve bağımsız olarak da okunabilir.

Kitapta emperyalist müdahaleyle bağlantıları içinde Kürt sorunu önemli bir yer tutuyor. Bu, emperyalist müdahale­nin Güney Kürdistan üzerinden Kürt sorununu önplana çıkarmış olmasının yanısıra, bu aynı olgunun Türkiye’deki Kürt hareketinde güçlü bir Amerikancı dalgaya yolaçmış olmasından dolayı da böyledir. Konferansın verildiği tarihte bu gerici dalga doruğundaydı ve dünün Kürt solcuları, geç­mişte ABD’ye bel bağlamanın Kürtler için trajik sonuçlarını unutmuş görünerek, bu arada dünya ve bölge halkları için doğurduğu sonuçlara zerre kadar aldırmayarak, emperyalist müdahaleyi alkışlıyorlar ve Amerikan emperyalizmi hakkın­da inanılmaz hayaller yayıyorlardı. Bugün aradan bir yıl geç­miş bulunuyor ve olayların akışı Amerikan müdahalesinin gerçek mahiyetini en kör gözlerin görebileceği bir açıklıkta ortaya sermiş durumda.

Gerçekte bu yeni Amerikancıların birçoğu da işin aslını daha baştan biliyorlardı. Fakat her türlü ilerici değer, kaygı ve amacı terketmiş olmanın verdiği bir pervasızlıkla, soru­na tümüyle emperyalist müdahalenin Kürtler için yarattığı ve yaratacağı sözde “fırsatlar” üzerinden bakıyorlardı. Olayların akışı bunun dargörüşlü bir burjuva hayali olduğunu bugün daha açık hale getirmiştir. Bunun böyle olduğunu hiç­bir şey Güneyli iki Kürt liderin Mayıs ayı (2004) sonunda savaş çetesinin başı Bush’a gönderdikleri ve ABD’nin tutu­mundan duydukları derin hayal kırıklığını dışa vuran mek­tuptan daha açık ortaya koyamaz herhalde.

Bu konferansın verildiği tarihte Büyük Ortadoğu Proje­si (BOP) henüz ortaya atılmış değildi. Fakat tam da çoğu dünün solcusu Kürt burjuva milliyetçilerinin ABD’nin Irak’a ve Ortadoğu’ya demokrasi, Kürtlere ise özgürlük getireceği hayalleri üzerinden yapılan kapsamlı değerlendirmeler, özü itibariyle bu projenin iç yüzüne de o günden verilmiş bir yanıt sayılmalıdır. Günlük sistematik işgal terörü, sonu gel­meyen sivil kitle katliamları ve nihayet tüm dünyada büyük yankılar uyandıran Ebu Garip hapisanesi olayı, ABD’nin Irak’a getirdiği ve Ortadoğu’ya getirmek istediği “demokrasi”nin gerçek mahiyetini ortaya koymuştur. ABD’nin Kürt­lere ne özgürlük ve ne de güvence getirdiğini, tersine kendi emperyalist amaçlarına alet ederek, böylece onları bölge halklarından koparıp yalnızlaştırdığını, bununla da kalma­yıp aynı zamanda çok yönlü hedef haline getirdiğini ise, yine Talabani ve Barzani’nin sözünü ettiğimiz mektubu bile bir biçimde dile getiriyor.

Bir dizi farklı sorunu ve önemli konuyu ele alan Dünya, Türkiye ve Sol Hareket'in okur tarafından ilgiyle karşılana­cağına inanıyoruz.

25 Temmuz 2004