DGB: Nurhak şehitleri ölümsüzdür!

Nurhak şehitlerinin bizlere bıraktığı miras, devrimci duruş, militan kimlik ve devrim davasına olan adanmışlıktır. Yaşamları kadar, ölümü tereddütsüzce göğüsleyerek de bizlere örnek oldular. Gün, onlardan devraldığımız kızıl bayrağı daha da yükseklerde dalgalandırarak mücadele ateşini harlama günüdür!

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 31 Mayıs 2020
  • 19:19

“Dökülen kan yerde kalmaz, soracağız hesabını…”

 

Mayıs ayı, Türkiye devrim tarihinde kanla yoğrulmuş bir aydır. Denizler idam sehpasında, İbrahim Kaypakkaya işkence tezgahında, Haki Karer Antep sokaklarında, Dörtler Diyarbakır zindanlarında, Nurhak şehitleri dağlarda farklı senelerde ama Mayıs ayında ölümsüzleşmiştir. Bugün, 49 sene önce, 31 Mayıs 1971 yılında gerçekleşen Nurhak Katliamı’nın yıldönümündeyiz. Onları anmak, onlardan devraldığımız kızıl bayrağı daha da yükseklere taşımakla mümkündür.  

68 dönemi tüm dünyada toplumsal muhalefetin yükseldiği bir dönemdi. Türkiye’de de işçi direnişleri, grevleri artıyor, öğrenci gençlik bu direnişlerin en ön saflarında yer alıyordu. Üniversiteler işgaller ve boykotlar ile çalkalanıyordu. Politikleşen kitle hareketleri artık düzen sınırları içerisine sığmıyor, 71 devrimci kopuşu ile düzeni aşıyordu. Bu yıllarda Sinan Cemgil, Alpaslan Doğan ve Kadir Manga da düzene karşı devrim bakış açısı ile Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun kuruluş çalışmalarını yürüttü. Sinan Cemgil, 12 Mart 1971 darbesinden sonra arkadaşlarıyla birlikte Ankara’yı terk ederek Elbistan civarındaki Nurhak Dağı’nda THKO’nun gerilla kampını kurdu. Sinan Cemgil komutasındaki gerilla birliği, planlandığı gibi Kürecik Radar Üssü’nü basmak için harekete geçti. Kürecik Radar Üssü’ne yapacakları baskın öncesinde, köylülerin jandarmaya ihbar etmeleri üzerine pusuya düşen THKO militanları, son kurşunlarına kadar çatıştı. Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan ve Kadir Manga çatışmada ölümsüzleşti, diğerleri ise yaralı olarak ele geçti.

Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan ve Kadir Manga üçü de düzen içinde bir hayat sürmeyi tercih etselerdi, daha iyi koşullarda yaşayabilecek eğitime ve imkanlara sahiplerdi. Ama onlar, bu düzenin çürümüşlüğünü ve tüm insani değerlere düşman olduğunu görerek düzene karşı devrim saflarında ölümüne mücadele etmeyi tercih ettiler. Dönemlerinin yiğit devrimcileri oldular. 1968’le birlikte yükselen gençlik eylemlerinin en ön saflarındaydılar. 1968’de ODTÜ’deki boykota ve 1969’daki ODTÜ işgaline katıldılar. 6. Filo şahsında emperyalizme karşı yürütülen mücadele öğrenci gençlik içerisinde büyük bir karşılık buluyordu. 6. Filo eylemlerinden birkaç ay sonra Vietnam Kasabı olarak da bilinen Komer'in ODTÜ'ye gelişini protesto etmek için, Komer'in arabasının yakılması eyleminde onlar da vardı. Tıpkı o dönemki her direnişte, her barikatın başında oldukları gibi… 

Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan ve Kadir Manga insanlığın kurtuluşu davasında 31 Mayıs 1971 tarihinde ölümsüzleşti. Onlar tereddütsüzce, Nurhak Dağı'nda son kurşunlarına kadar savaştılar ve bizlere uğrunda ölümsüzleştikleri davanın kızıl bayrağını devrettiler.

Nurhak şehitlerinin bizlere bıraktığı miras, devrimci duruş, militan kimlik ve devrim davasına olan adanmışlıktır. Yaşamları kadar, ölümü tereddütsüzce göğüsleyerek de bizlere örnek oldular. Gün, onlardan devraldığımız kızıl bayrağı daha da yükseklerde dalgalandırarak mücadele ateşini harlama günüdür!  

Devrimci Gençlik Birliği