Ukrayna ordusu “Partizan Tanya” heykelini yıktı!

Ukrayna askerlerinin yayınladığı bir videoda, Nazi işgaline karşı savaşan Sovyet partizanlarının sembol ismi kabul edilen Tanya heykelinin yıkılışı gösterildi.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 23 Nisan 2022
  • 23:00

ABD ile batılı suç ortakları tarafından organize edilen ‘2014 Maidan Darbesi’nden sonra Ukrayna’da işbaşına getirilen yönetim, anti-komünist/anti-Sovyet bir histeri başlattı. Amerikancı rejim Nisan 2015’te “dekomünizasyon yasası” çıkardı. Dönemin Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, komünist anıtların kaldırılması (II. Dünya Savaşı anıtları hariç) ve komünizm ya da komünistlerle ilgili temalarla adlandırılan halka açık yerlerin yeniden adlandırılmasını içeren bir dizi yasayı imzaladı.

Wikipedia verilerine göre o süreçte başlatılan anti-komünist histeri kapsamında 2016'da 51.493 cadde ve 987 şehir ve köy yeniden adlandırıldı ve 1.320 Lenin anıtı ve diğer komünist kişiliklere ait 1.069 anıt kaldırıldı. Aynı dönemde üç “komünist” partinin önce seçimlere katılımı engellendi, belli bir süre sonra ise tamamen yasaklandı. 

Farklı vaadlerle başa getirilen Volodimir Zelenski de aynı politikayı takip etmiş, neonazileri devletin kritik kademelerine yerleştirmişti. Ukrayna savaşının başlamasından sonra Rus karşıtlığıyla birleştirilen anti-komünist histeri daha da şiddetlendirildi. Çıkarılan yasaya göre II. Dünya Savaşı anıtları yıkılmayacaktı. Oysa Ukrayna rejiminde etkin olan neonaziler bu yasayı umursamadıkları gibi, II. Dünya Savaşı’na katılan Nazi işbirlikçilerini ‘kahraman’ ilan edip heykellerini dikmeye başladılar. 

Ukrayna askerlerinin yayınladığı bir videoda, Nazi işgaline karşı savaşan Sovyet partizanlarının sembol ismi kabul edilen Tanya heykelinin yıkılışı gösterildi. Tüm dünyada faşizme karşı direnişin sembolü Tanya heykelini yıkanlar, dinciliğe dayandırılan vahşi IŞİD-Taliban zihniyetinin faşist versiyonu olduklarını bir kez daha kanıtlamış oldular.  

Nazım Hikmet’in yazdığı ‘Tanya’ başlıklı şiirle dünyaya tanıtılmıştı. Esas adı “Zoe” olan partizan Tanya, Nazilere boyun eğmeyen dik duruşu ve vahşi işkencelere rağmen sergilediği militan direnişiyle, 18 yaşındayken idam sehpasına tereddütsüz yürüyüşüyle halen faşizme karşı direnişin evrensel sembollerinden biridir. 

1945’te Bursa Cezaevi’nde tutsak olan Nazım Hikmet, Sovyetler Birliği kahramanı Tanya için, “Tanya” başlıklı şiiri kaleme alır: 

Ve Tanya sallandı ipin ucunda…

Zoe’ydi adı

ismim Tanya dedi onlara

Tanya; Bursa Cezaevi’nde karşımda resmin

Bursa Cezaevi’nde,

belki duymamışsındır bile Bursa’nın ismini

Bursa’m yeşil ve yumuşak bir memlekettir.

Bursa Cezaevi’nde karşımda resmin

sene 1941 değil artık, sene 1945

Moskova kapılarında değil artık

Berlin kapılarında dövüşüyor artık seninkiler

bizimkiler

bütün namuslu dünyanınkiler..

Tanya;

senin memleketini sevdiğin kadar ben de seviyorum memleketimi

seni astılar memleketini sevdiğin için

ben memleketimi sevdiğim için hapisteyim

ama ben yaşıyorum

ama sen öldün

sen çoktan dünyada yoksun

zaten ne kadar az kaldın orada

on sekiz senecik…

doyamadın güneşin sıcaklığına bile…

Tanya;

sen asılan partizan, ben hapiste şair

sen kızım, sen yoldaşım

resmin üstüne eğiliyor başım

kaşların incecik, gözlerin badem gibi

renklerini fotoğraftan anlamam mümkün değil

fakat yazıldığına göre koyu kestaneymişler.

bu renk gözler çok çıkar benim memleketimde de…

Tanya;

saçların ne kadar kısa kesilmiş

oğlum Memet’inkinden farkı yok

alnın ne kadar geniş, ay ışığı gibi

rahatlık ve rüya veriyor insanın içine.

yüzün ince uzun, kulakladır büyücek biraz,

henüz çocuk boynu boynun

henüz hiçbir erkek kolu sarılmamış anlıyor insan.

ve püsküllü bir şey sarkıyor yakandan

süsünü sevsinler mini mini kadın.

arkadaşları çağırdım bakıyorlar resmine;

Tanya

senin yaşında bir kızım var.

Tanya

kız kardeşim senin yaşında

Tanya

senin yaşında sevdiğim kız

bizim memleket sıcaktır

bizde kızlar tez kadınlaşır..

Tanya

senin yaşında kızlarla

okulda, fabrikada, tarlada arkadaşız

Tanya;

sen öldün ne kadar namuslu insan öldü

ve öldürülmekte

ama ben,

söylemesi ayıpmış gibi geliyor bana

ama ben yedi yıldır kavgada

hayatımı tehlikeye koymadan

hapiste de olsa da yaşıyorum

Sabah oldu Tanya’yı giydirdiler

ama çizmeleri, şapkası, gocuğu yoktu

iç etmişlerdi onları

torbasını giydirdiler

torbada benzin şişeleri, kibrit,

kurşun, tuz, şeker….

şişeleri boynuna astılar

torbasını verdiler sırtına

göğsüne bir de yazı yazdılar

“partizan”

köyün meydanına kuruldu darağacı

atlılar çekmiş kılıcı

halka olmuş piyade askeri

zorla seyre getirdiler köylüleri

iki sandık üst üste

iki makarna sandığı

sandıkların üstüne yağlı urgan sallanır

urganın ucunda ilmik

partizan kaldırılıp çıkarıldı tahtına

partizan

kolları bağlı arkadan

durdu urganın altında dimdik..

nazlı boynuna ilmiği geçirdiler

bir subay fotoğrafa meraklı

bir subay elinde makine; Kodak

bir subay resim alacak

Tanya seslendi kolhozlulara ilmiğin içinden

“kardeşler üzülmeyin gün yiğitlik günüdür.

soluk aldırmayın faşistlere

yakın, yıkın, öldürün….”

bir Alman vurdu ağzına partizanın

genç kızın beyaz, yumuk çenesine aktı kan

fakat askerlere dönüp devam etti partizan:

“biz iki yüz milyonuz

iki yüz milyon asılır mı?

gidebilirim ben

ama bizimkiler gelecekler

teslim olun vakit varken…”

kolhozlular kan ağlıyorlardı,

cellat çekti ipi

boğuluyor nazlı boynu kuğu kuşunun

fakat dikildi ayaklarının ucunda partizan

ve hayata seslendi insan

“kardeşler

hoşça kalın

kardeşler

kavga sonuna kadar

duyuyorum nal seslerini geliyor bizimkiler…”

cellat bir tekme attı makarna sandıklarına

sandıklar yuvarlandılar

ve Tanya sallandı ipin ucunda…