29 Kasım günü keyfi gerekçelerle tutuklanan arkadaşlarımızdan Yücel Memiş, Serdar Gür ve öğrenci Rohat Ayas geçtiğimiz günlerde alelacele bir şekilde bulundukları Söke T Tipi Cezaevi’nden alınarak Burdur Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne götürüldüler. Nakil öncesinde ailelere hiçbir bilgi verilmediği gibi bugün (8 Ocak) aileleri ile yaptıkları telefon konuşmalarından öğrendiğimiz kadarıyla şu anda tek kişilik hücrelerde tutuluyorlar.
Hatırlanacağı üzere Didim’e zeytin toplamaya giden arkadaşlarımızın kaldığı ev isimsiz bir ihbar gerekçesiyle basılmış, Aziz Nesin hikayelerini aratmayacak bir hukuk komedisinin arkasından 5 kişi tutuklanmıştı. Yücel Memiş, Rohat Ayas ve Serdar Gür Söke Cezaevi’ne götürülmüş, burada çıplak arama dayatması ile karşı karşıya kalmıştı. Saldırı bizlerin ve ailelerin çabalarıyla kamuoyuna taşınması üzerine savcılık arkadaşlarımızla görüşüp “Bu cezaevinde böyle şeyler olmaz şikâyet dilekçelerinizi geri çekin” demişti.
Arkadaşlarımızın İzmir ve civarında nakil edilebileceği başka hapishaneler varken Burdur gibi uzak bir yere, üstelik yüksek güvenlikli adı atında bir tecrit merkezine gönderilmesini sergilenen hukuk tiyatrosunun yeni perdesi sayıyoruz. Bize hangi gerekçe sunulursa sunulsun böyle mantık dışı bir uygulamanın arkasında yatan nedenin arkadaşlarımızın karşı karşıya kaldıkları işkenceyi dile getirmeleri olduğunu biliyoruz. Tamamen keyfi bir biçimde tutuklanan arkadaşlarımıza denmektedir ki “Siz misiniz işkenceyi teşhir edip bunda ısrar eden, bizde sizi sürüp tecrit hücrelerine koyarız”.
Bu çabalar nafiledir. Daha önce söyledik, yine söylüyoruz. Baskı, sömürü ve zorbalığı bizzat sınıf mücadelesi içinde tanıyan ve bugüne kadar her türlü haksızlık ve adaletsizliğe karşı mücadele eden arkadaşlarımızı bu tür uygulamalarla sindirmek ya da susturmak mümkün değildir. Aynı şey bizler için de geçerlidir.
Ortada ilk mahkemede çökeceği baştan belli olan bir hukuk kumpası bulunduğu açıkken, sırf işkenceye karşı ses çıkarıyorlar diye arkadaşlarımızı sürgün etmeniz ne bizi ne onları yıldırır. Yaklaşık 1,5 aydır eylem, etkinlik ve açıklamalarla bu hukuk tiyatrosunu teşhir ediyoruz. Bunu yapmaya devam edeceğiz. Baskı ve zorbalık uygulamalarına boyun eğmeyeceğiz. Gerçeği söylemeye, gerçekler için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Başta işçi arkadaşlarımız olmak üzere tüm ilerici kamuoyunu ve emek örgütlerini soruna duyarlı olmaya tutuklu arkadaşlarımızla dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.
Ege İşçi Birliği
08.01.2025