Bir kadın neden Türkan Şoray olmak ister? - Mehveş Evin

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 09 Mart 2015
  • 09:51

Dün kendimi, Kutlukhan Perker’in Pazar Kelebek’e çizdiği “Ece”si gibi hissettim: 8 Mart bittiğinde yine aynı ‘erkek’ kalabalığı ve kabalığıyla kuşatılmış bir dünyada yaşayan bir kadın...

Zira Pazar gazeteleri AK merkez medyası haricinde, ‘Türkiye’de kadın’ meselesini, hukuk mücadeleleriyle, acılarıyla ve hayattan beklentilerle 1’inci sayfalarına taşıdı.

Kariyer, eşitlik konuları yine 2’nci plandaydı ama olsun...
Kadınların sokakta haykırdıkları için hedef alındıkları “Kürtaj benim kararım” başlığı, Hürriyet’in manşetindeydi.

A&G şirketinin 8 Mart’a ‘özel’ Hürriyet Pazar’a yaptığı araştırmanın sonuçlarından en önemli sonuçlarından biri bu:
Pek çok konuda halen erkeğin onayını arayan, çalışsa bile ev işi departmanında köle olmayı kabullenmiş kadınlar, %64.6 oranında “kürtaj benim kararım” diyebiliyor...

Buna rağmen kadınların kafaları fena halde karışık.
Mesela yüzde 14.5’e göre feminist, ‘erkek düşmanı’ demek. Kılavuzu televizyon ve koca olanın hali maalesef bu...
(Haberin Pazar ekinde “Kadınım söyle mutlu musun” şeklindeki başlığına söyleyecek söz bulamadım. Kadınım ne yav?)

Herhalde sorunun ‘çoklu seçenekleri’nden kaynaklanan bir sonuç. Bu isimlerin hepsi, orta yaşın üzerinde, başarılı kadınlar. Türki-ye’de politikada etkin olan bir kadın bilerek seçilmemiş olsa gerek, Merkel bu nedenle listede.
Haberi yazan meslektaşım Zeynep Miraç, kadınların neden “Türkan Şoray gibi olmak” isteyeceğine dair çelişkiye dikkat çekmiş:

“Bir yandan toplumun değerlerine ters düşmemek için sinemada kendi adına kanunlar yaratmış, öte yandan 20 yıl evlilik dışı bir ilişki yaşayan bir kadın...”
Hangisi?

Edilgen ve kırılgan bir kadın

Şoray’ı severiz; dişiliğini, güzelliğini, hanımefendiliğini, ama galiba en çok da kırılgan-lığını. En küçük bir duygusallık, şiddet anında sadece sinemada değil, gerçek hayatta da iri gözlerinden patır patır damlayan gözyaşlarına kıyamayız.
Ancak Şoray, tam da bu özellikleriyle güçlü kadın olmak-tan çok uzak bir figür. Tersine, edilgen, itaatkâr ama gururlu bir aşk kadını imgesiyle daha ziyade erkeklerin hayallerindeki kadını temsil ediyor.

Küçümsemek için söylemiyorum. Türkan Şoray’ı böyle sevdik ve seveceğiz. Ancak kadınların 21’inci yüzyılda, hele ki büyük ayrımcılığa ve şiddete uğradıkları bir toplumda çok daha farklı tipte ve farklı mesleklerden ‘kadın rol modelleri’ne ihtiyaç duyduğu aşikar.

Kendi çabalarıyla, sadece ‘iş’ ve ‘sanat’ dünyasında değil, bilim, basın, siyaset, hukuk ve sporda başarılı olan kadınların daha geniş kitleler tarafından tanınması elzem.

Milliyet / 09.03.15