Sınıf devrimcileri İstanbul ve Gebze’de gerçekleştirdikleri üç etkinlikle Alaattin Karadağ anması ve Ekim Devrimi seminerleri gerçekleştirdi.
İstanbul ve Gebze’de gerçekleştirilen etkinliklerde Alaattin Karadağ’ın katledilişinin 11. yılı vesilesiyle saygı duruşu gerçekleştirildi. Alaattin Karadağ'ın devrim ve sosyalizm mücadelesine adanmış bir sıra neferi olduğu vurgulanarak, partisine ve devrime bağlılığına değinildi.
Alaattin Karadağ şahsında yapılan saygı duruşu ve konuşmanın ardından Ekim Devrimi'nin 103, yeni ekimlerin partisinin 22 yılı vesilesiyle “Devrimci parti, devrimci sınıf” gündemli seminere geçildi.
Seminerde ilk olarak Ekim Devrimi'nin tarihsel gelişim süreçleri ele alındı. Sunumun ikinci bölümünde ise devrimin gelişim sürecinde devrimci partinin hazırlığı ve hayati rolüne değinildi.
Ekim Devrimi’ni hazırlayan sürecin aynı zamanda devrimci partinin de hazırlık süreci olarak geliştiği vurgulandı.
Yapılan sunumda “parti, sınıf, devrim” ilişkisi güncel gelişmeler üzerinden ele alınarak devrime hazırlık için devrimci parti, devrimci sınıf ve devrim diyalektiğinin önemine vurgu yapıldı.
Sınıfın ve çeşitli toplumsal kesimlerin öfke biriktirdiği ve öfkeyi dışa vuracak bütün kanalların sermaye, iktidar ve sendikal bürokrasi tarafından tıkandığı bu günlerde, sınıf devrimcilerine düşen görevler tartışıldı. Önümüzdeki dönemi sınıfın eylemini örgütlemek ve devrimci partiyi daha güçlü zeminde inşa etmek için yapılması gerekenler anlatıldı.
Gerçekleştirilen sunum ardından söz katılımcılara bırakıldı. Çok sayıda katılımcı söz alarak, güncel gelişmeler ışığında, “parti, sınıf, devrim” ilişkisi üzerine anlamlı katkılar sundular. Sınıf devrimcilerinin önümüzdeki döneme dair görevlerinin altı tekrar çizilerek, mevcut tabloya güçlü müdahalelerde bulunmak için yapılabilecekler tartışıldı. Etkinlikler canlı bir atmosferde tamamlandı.
Genç komünistlerden anma ve Ekim Devrimi söyleşisi
Genç komünistler de Ekim Devrimi’nin 103. yılı vesilesiyle “Ekim Devrimi ve devrimci partinin önemi” üzerine söyleşi gerçekleştirdiler. Katledilişinin 11. yılında Alaattin Karadağ’ı andılar.
Söyleşide ilk olarak Ekim Devrimi’nin ön sürecine dair konuşmalar yapıldı. Konuşmalarda yeni bir çağ açan Ekim Devrimi’nin başarıya ulaşmasında devrimci partinin rolü üzerine duruldu. Bolşevik partinin sınıf hareketi ile sosyalizmin devrimci birliği üzerine inşa edildiği vurgulanarak, bu sayede işçi sınıfının tarihsel misyonunu hayata geçirebildiği anlatıldı. Sosyalist Ekim Devrimi’nin dünya çapında büyük etkiler yarattığı, Latin Amerika ve Çin gibi ülkelerde devrimlerin geçekleşmesinin önünü açtığı vurgulandı. Sosyalizmin inşası yolunda, devrimci partisi ile bütünleşen işçi sınıfının kadın sorunu, eğitim sorunu, ulusal sorun ve sağlık sorunu gibi birçok alanda ne gibi çözümler ürettiği üzerine konuşuldu.
Söyleşinin ana temasından biri de devrimlerin mantığı ve sınıf temeli oldu. Bu bağlamda, Ekim Devrimi’ni önceleyen devrimlerle arasındaki temel ayrım noktaları üzerine duruldu.
SSCB’nin çöküşü ile birlikte sol-sosyalist parti ve örgütlerin işçi sınıfına arkasını döndüğü, proleter devrimler çağının bittiğine dair söylemlerin kullanılmaya başlandığı ifade edildi. Dünya ölçeğinde kendine sosyalist diyen birçok çevrenin gerici burjuva ideolojisinin etkisiyle sisteme entegre olduğunun altı çizildi. Öte yandan, pandemi sürecinin işçi sınıfının toplumsal konumunu bir kez daha çarpıcı bir şekilde gözler önüne serdiği vurgulandı. Söyleşide son olarak yeni Ekimler yaratmanın yolunun illegal-ihtilalci sınıf partisini güçlendirmekten ve her koşulda devrime hazırlık yapmaktan geçtiği üzerine duruldu.
Genç komünistler Ekim Devrimi üzerine yapılan söyleşinin ardından, polis tarafından katledilen komünist devrimci Alaattin Karadağ’ı 11. ölüm yıldönümünde bir kez daha andı. Anmada Alaattin Karadağ’ın yaşamı ve devrimci mücadelesi üzerine bir anlatım gerçekleştirildi. Sonrasında yapılan konuşmalarda temel vurgu devrimci kimlik üzerine oldu. Alaattin Karadağ ve şehit düşen diğer parti kadrolarının temel tercihler konusunda ve devrime bağlılık açısından tartışmasız oldukları vurgulandı. Parti ve devrimci kadro arasındaki diyalektik ilişki üzerine duruldu. Alaattin Karadağ’ın işkencede, çatışmada ya da faaliyette sergilediği örnek tavırların gerisinde davaya bağlılık ve parti çizgisinden güç alan siyasal bakışın yer aldığı anlatıldı. Yapılan konuşmalarda Alaattin Karadağ’ın yoldaşlarına olan özenli ve samimi tavırlarına dair anıları aktarılarak yoldaşlık ilişkilerinin önemi üzerine duruldu.
Toplumsal atmosferin geri olduğu ve partiye dönük ciddi operasyonların yaşandığı zor dönemlerde, tıpkı diğer parti şehitleri gibi devrim davasını tereddütsüzce omuzlayabilmenin önemine ve zor dönem devrimciliğine dair sohbetler gerçekleştirildi. Son olarak yeni Alaattinler yaratmanın yolunun Marksist-Leninist dünya görüşünü kuşanarak mücadeleyi her alanda büyütmekten ve devrimci partiyi devrimci sınıfla bütünleştirme çabasını güçlendirmekten geçtiği vurgulandı. Söyleşi ve anma etkinliği çeşitli konular üzerine yapılan sohbetlerin ardından bitirildi.