Almanya İstihbarat Dairesi (Anayasayı Koruma Dairesi) Raporu:

“Düşman belli"

İçişleri Bakanı ve istihbarat şefi 2023 anayasa koruma raporunu sundu. Günlük gazete Junge Welt bir kez daha hedefte.

  • Çeviri
  • |
  • Dünya
  • |
  • 19 Haziran 2024
  • 19:30

İçişleri Bakanı ve istihbarat şefi 2023 anayasa koruma raporunu sundu. Günlük gazete Junge Welt bir kez daha hedefte.

İtaat edenler ve gözetleyiciler (Horch und Guck) yılın değerlendirmesini yaptılar: Salı günü Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser (SPD) ile Federal Anayasayı Koruma Dairesi (BfV) Başkanı Thomas Haldenwang Berlin'de gazetecilere iç istihbarat servisinin 2023 raporunu sundular.

Haldenwang "rapor edilecek pek olumlu bir şey yok" dedi ve önceki olumsuz eğilimlerin devam ettiğini belirtti. Faeser, her renkten "aşırıcıların" artan tehdidi ve kişisel potansiyelinin yanı sıra, "demokrasimizin" de "büyük" hibrid tehdidiyle "Rus rejimi" tarafından "önemli bir baskı" altında olduğunu öne sürdü.

SPD'li politikacı Rusya Federasyonu'nun yanı sıra Çin Halk Cumhuriyeti ve İran'ı sadece casusluk, sabotaj ve "siber saldırılar" ile değil aynı zamanda Almanya'da "dezenformasyon" yaymakla da ‘dikkat çeken devletler’ olarak adlandırdı. Diğer ülkelerin "burada yaşayan muhalefet üyelerini izleme ve onlara zulmetme" girişimleri de izlenmektedir. Junge Welt'in bu durumun Almanya ile müttefik olan hükümetler için de geçerli olup olmadığı sorusuna Faeser yanıt vermekten kaçındı.

Federal Anayasayı Koruma Dairesi, Junge Welt’in başında bulunduğu bakanlığa yönelttiği “AB üyesi ülkeler, Türkiye ya da ABD'nin Almanya'da yaşayan muhalifleri izleyip izlemediğine” ilişkin yazılı soruya mevcut rapora atıfta bulunarak yanıt verdi. Faeser'in yorumlarına "eklenecek bir şey" yoktu. Belgede sadece Rusya, Çin ve İran'ın adı geçmiyor. NATO ülkesi ve iltica politikası ortağı Türkiye de Almanya'da "Türk hükümetine fiilen ya da muhtemelen muhalif olan" örgütleri ve bireyleri gözetliyor. Ana hedefler, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) de dahil olmak üzere Türkiye tarafından "aşırılık yanlısı veya terörist" olarak sınıflandırılan örgütlerdi.

Haldenwang'a göre Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail ordusu mevzilerine ve İsrailli sivillere yönelik saldırısı Federal Almanya Cumhuriyeti'nin "iç güvenliğini doğrudan etkiledi". Faeser "Yahudilere yönelik iğrenç nefretten" yakındı ve antisemit suçlarda "ciddi bir artıştan" söz etti. "İsrail karşıtı ve Yahudi karşıtı her türlü kışkırtmaya karşı aktif olarak harekete geçiyorlar". "Aşırı solcular" ile ilgili olarak rapor, 7 Ekim'den sonra bile bölünmüş görünmeye devam ettiklerini belirtiyor. "Otonom aşırı solcular" kendilerini "İsrail yanlısı" olarak konumlandırırken, "anti-emperyalist" örgütler kendilerini "Filistin yanlısı" olarak konumlandırmaktadır.

Federal Ofis'in raporlarında devam eden "olumsuz eğilimler" arasında bu gazeteden bahsedilmesi de yer alıyor. "Aşırı sol" bölümünde Junge Welt'in "en önemli ve en yüksek tirajlı yayın organı" olarak gösterilmesi bir önceki yılla neredeyse aynıdır. Bir kez daha, Junge Welt’in "sosyalist-komünist bir toplumsal düzen kurmak" için çabaladığı iddiası - izlenen partilerden bahsedilmesine benzer bir kelime seçimi - "bir bilgi aracından daha fazlası" olduğunu ima etmeyi amaçlamaktadır. Buna ek olarak, Junge Welt şiddet karşıtlığını "açıkça savunmamakla" suçlanıyor. - Geçen yılki raporda bu (şiddet karşıtlığı) "beyan etmekten" bahsediliyordu.

Junge Welt’i yayınlayan 8. Mai GmbH yayınevi, iç istihbarat servisine karşı yasal işlem başlattı. Berlin İdare Mahkemesi’nde ilk duruşma 18 Temmuz’da yapılacak.

Çeviri: Kızıl Bayrak

Marc Bebenroth- Junge Welt /18 Haziran 2024